terbiyeci kardeşim! çocuğun senin seslenmene olumlu cevap vermesini, yaptığın öğüde gönül kulağını açmasını, irşadını dinleyip uygulamasını istiyorsan, İslâm'ın açmış olduğu doğru yolda yürü, çocuğuna karşı içten sevgi besle, Peygamber (A.S.) Efendimiz'in Ashabına karşı gösterdiği o güzel muameleyi örnek edin, yanında oturanlara nasıl samimi ve içten muhabbet gösterdiğine dikkatle bak. işte ancak o zaman bu inanç ve anlayışla sağlam bir terbiye yolunda yürümüş olursun ve en faziletli olanını tayin edip erişme imkanını bulursun. ve sonra da bu yoldan çocuğun kalbini kendine çekmiş olur ve irşad ettiğin her şeyi kabul etmesini sağlamış bulunursun. ıslahı için harcadığın bütün mesai ve gayretlerin olumlu sonuç verir.
Rivayete göre, adamın biri hanımını şikâyet etmek için Hz. Ömer'e gelir. Hz. Ömer'in kapısı önünde durur, çıkmasını bekler.
İçeride Hz. Ömer'in hanımının kocasına karşı ileri geri söylendiğini duyar. Hz. Ömer ise hiç karşılık vermemektedir. Adam geri döner ve kendi kendine: «Celâletli Ömer'in, üstelik Mü'minlerin Halifesi'nin hâli bu olunca benim durumum nasıl olur?” diye söylenir.
Hz. Ömer bu ara dışarı çıkar, adamın kapının önünden ayrılmış olduğunu anlayınca seslenir ve: «Ey adam, derdin nedir?» diye sorar. O: «Ey Mü' minlerin Emiri karımın huysuzluğunu şikâyet için gelmiştim. Fakat sana karşı hanımının davranışını ve senin de ses çıkarmayışını görünce içimden 'Emiru'l-müminin'in hâli bu olunca benim hâlim nice olur' diyerek şikâyetten vaz geçtim.» der. Bunun üzerine Hz. Ömer:
«Kardeşim, onun da benim üzerimde hakları olduğu için katlandım. Çünkü o yemeğimi pişiriyor, ekmeğimi yapıyor, çamaşırlarımı yıkıyor, çocuklarımı emziriyor. Hâlbuki bunların hiçbirini yapmak zorunda değil.»
Adam: «Ey Müminlerin emiri benim karım da bunları yapıyor».
Hz. Ömer:
«Kardeşim öyle ise ezasına katlan. Zaman (şu dünya hayatı) pek azdır.»
Ömer b. Hattab’ın (r.a.), «çocuğun babası üzerindeki hakkı nedir?» diye soran adama verdiği şu cevap duyulmaya değer bir anlam taşımaktadır: «anasını iyice araştırıp seçmesi, ismini güzel koyması, kendisine Kur'ân öğretmesidir.»
Genç kardeşler! Gençlerin ilmi, davetçi ve sosyal şahsiyetlerini, olabileceği kadar, olgunlaştırmadan rollerini iyi oynamalarını, sorumluluklarını yerine getirmeleri ve tebliğ görevlerini ifa etmeleri mümkün değildir.
syf. 18
Kitap İslam Risaletini taşımada gençliğin Rolü ile ilgili soruları sorup cevaplar ve 7 şık arasında anlatır.
Çok güzel bir kitap okumanızı öneririm...