Abdurrezzak Nevfel Sözleri ve Alıntıları
Abdurrezzak Nevfel sözleri ve alıntılarını, Abdurrezzak Nevfel kitap alıntılarını, Abdurrezzak Nevfel en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gözünüzü yere çevirirseniz, toprakta insanların, hayvanların, ağaçların, bitkilerin süslü bir dekor içinde mevcudiyetini müşahede edersiniz.
Ne yazık ki, müslümanlar olarak en az okuduğumuz kitap Kur'an.
Kur'an-ı Kerim'de geçen lafızlardaki sayı dengesi ve uyumunun rastgele olması mümkün değildir. Kastedilen, sınırsız bir denge ve uyumdur.
Gözlerimizi semaya kaldırsak...
İnsan, gözünü semaya çevirdiği zaman uçsuz bucaksız boşlukta milyonlarca yıldız kümelerinin dolaştığını görür...
Gizli bir kuvvetin varlığı;
İnsan doğduğundan beri kendisine ve hayatına hakim olan gizli bir kuvvetin varlığına fıtri olarak iman eder...
İhtiyacı olduğunda O'na sığındığı, dara düştüğü zaman O'ndan imdat dilediği bir kuvvet...
Kur'an-ı Kerim, Allah ile kul arasındaki iletişimin son halkasıdır.
Gönül ferahlatıcı...
Gönül ferahlatıcı bir çiçek karşısında insan, elinde olmayarak herşeyi yoktan vareden Allah'ın huzurunda secde etmek ihtiyacı duyuyor.
Sokrates der ki: "Bu alem bize göründüğü gibi tesadüfi varolmuş değildir. Yeryüzünde bulunan hiçbir şey tesadüfün eline bırakılmamıştır.
Gözlerimizi semaya, toprağa ve toprak altındakilere çevirsek;
Zira beş duyumuzla anlayabildiğimiz her şey ona alamettir.
Gözümüzü toprağa çevirip üstündeki bitkileri ve ağaçları, altındaki madenleri, taşları ve çoşan suları, nehirleri, gözetlediğimiz zaman, semaya bakıp yıldızları ve burçları, havayı, rüzgârı, yıldızları, kuşları, gördüğümüz an; yiyip içtiğimiz, ibret nazarıyla derinliğine baktığımız zaman, her an ve herşey de Allah'ın varlığının delilleri ile karşı karşıya geliriz.
Kainatın yaratıcısına hürmetten boyun eğen bilim insanları...
Atom fiziği dalında Nobel ödülü alan Cutton şöyle der;
"Ben labaratuvarımda ölümden sonra dirilmenin ispatına çalışmıyorum. Fakat hergün o kadar hayret verici şeylerle karşılaşıyorum ki, bunları var eden kuvvetin karşısında hürmetten boynumu eğmenin gerekliliğini kabul etmek zorunda kalıyorum."