"Çeşitli işleri birlikte yapma eğilimimizin ilginç yönlerinden biri, tekli görev becerimizi artık kaybetmiş gibi görünüyor olmamız. Bir restorandayken etrafınıza bakın, kentin caddelerinde dolaşan insanlara göz atın, sinema veya tiyatro kuyruğunda bekleyen insanlara dikkat edin, ellerindeki cihazlara dokunup duran bir sürü parmak göreceksiniz. Artık adeta hiçbir şey yapmadan duramaz hale geldik. Karşımızdaki insanlarla, cihazlarımız aracılığıyla ulaşabileceğimiz insanlar kadar ilgilenmiyoruz. Daha da önemlisi, düşüncelerimizle baş başa kalma becerimizi kaybetmiş görünüyoruz."
(Bunu okurken dahi) gömüldüğümüz parlak ekranlardan, gelen her bildirim sesine Pavlov'un köpekleri gibi tepki vermemizden, yanımızda yokken veya biraz uzağımızdayken kaygıyla ekranını açtığımız bu yüksek teknoloji cihazlarının hayatlarımız üzerindeki tahakkümünü net bir şekilde gözler önüne seriyor Dağınık zihin. Teknolojinin hayatlarımızdaki bu yadsınamaz varlığına uygun bir mesafe koymak için önce zararlarından bahsediyor, ardından bu zararları nasıl domine edeceğimize dair önerilerde bulunuyor. Evlerinize tıkılmış hissediyor ve elinizdeki cihazınız cezbediciliğini yitirmeye başlamışsa bu harika kitabı okumanız için iyi bir fırsatınız var diyebilirim. Okuyunuz.