Adil bey, eserinin başında “…bir elinde kılıç, bir elinde meşale taşıyan bir ihtilalci idim.” demiştir. Halkın ilim irfan seviyesini yükseltmek için kılıç ve ihtilalcilik yerine meşale taşımaktan söz etmiştir.
Fransız askerî tarihçisi Larcher “Cihan Harbinde Türk Harbi” adlı eserinde Yedisu isyanı için Pantürkizmin “Çok muvaffak olmuş cesur bir denemesidir. Jön Türklerin emeli, İttihad-ı İslâm bayrağı altında Pantürkizm yapmaktı.” der.
Subhiye Hanım’ın ağabeyisi sözlükçü Baha Toven’dir. Beethoven’i çok sevdiği için “Toven” soyadını almış, ad ve soyadının “Beethoven”i çağrıştırmasını istemiştir.
Bu içli arkadaşa ne diyebilirdim? Dünyada öyle sevgiler var ki bunlardan birisini tercih etmek mümkün olmuyor. Aile, vatan ve millet sevgilerinden birisini ayırmak, diğerlerini atmak kabil değildir.
Ortada Mustafa Kemal ismi dolaşıyordu.Ben Mustafa Kemal'i eskiden beri eserleriyle tanıyordum. Çok iyi bildiğim Trablusgarb'da onun Italyanlarla nasıl harbettiğini unutmamıştım. Anadolu sağlam bir rehber bulmuştu. Bu rehber mağlup olmayı hazmedemezdi. Anafartalardaki müdafaasını ajanslardan Ingiliz gazetelerinden öğrenmiştim. Yine aynı menbalardan öğrendiğime nazaran Mustafa Kemal Bitlis havalisinde, Suriye cephesinde ordu kumandanlığı etmişti
Memleketi çok iyi öğrenmiş olan bu zatın cephelerde muvaffak olduğu Şanghay'da bile şayi' olmuştu. Demek ki Anadolu'nun rehberi yüksek bir askerdi. O tuttuğu hesaplara güvenmese Ingilizlere, yunana ve sultana karşı harbe kalkmazdı. Ben bu hadiselere karşı artık tereddüt edemezdim. Harikalar yaratan memleketime bir an evvel dönmek, memleketi müdafaa eden kahramanlar arasına sıkışmak ateşi beni kavuruyordu.