Ashabı kiram, eğer sünnet-i seniyyede de bir hüküm bulamazlarsa kıyasla ve kendi fikirleriyle içtihad edip ona göre amel ederlerdi.
İşte böylece ilk asırda bir içtihad kapısı açıldı. Gerek Ashab-ı kiram ve gerek sair müctehidler bir meselede ittifak ettiklerinde artık tereddüd ve şüpheye mahal kalmayıp işte buna "icma-i ümmet" denildi.