Hakkında
Okurlar
2 okur beğendi.
3 okur okudu.
Sözler ve Alıntılar
Çok ciddi ve mesafeli konuşuyorduk onca çabam rağmen hala daha onunla benim aramdaki uçurum atlayarak geçebilecek kadar ufalmamıştı. Çok mu eskiydim acaba onun için. Hani bazen olur ya klasik bir arabayı çok beğenir saatlerce baka kalırsınız belki öyle bir şeydi onunkisi kullanacağı arabanın modern olanını tercih ederdi. Onu suçlayamayacağım, bazıları için sadece vitrinde güzeldir klasikler.
Hatta bu nefret bütün insanların içini öyle bir sarmış durumda ki herkese birer silah verip bütün emniyet
güçlerini ortadan kaldırsak bir haftaya kalmaz insan ırkının nesli bile tükenir. Bu kadar ön yargıyla dolu insanlara kimi okutabiliriz ki! Necip Fazıl dinci, Nazım Hikmet vatan haini, Cemal Süreya solcu; Ahmet Arif ’in, Can Yücel’in ise ağzı fazlasıyla bozuk.
Yatağında uyurken soğumuştu, çok denedim ama kimselere anlatamadım ufacık bir sıcaklık değişiminin yaşamak olduğunu.
Bazı zamanlar evimde yalnız otururken içim huzur doluyor, yalnızlığımdan fazlasıyla keyif alıyorum fakat bazı zamanlar Bach ́ın Erbarme Dich parçasındaki gibi Allah’a el açıp yardım dileniyorum.
Yatağımda uyurken soğumuştu, çok denedim ama kimselere anlatamadım ufacık bir sıcaklık değişiminin yaşamak olduğunu.
Sayfa 111 - KDYKitabı okudu
İletiler
Ansızın içimi kaplayan sessizlik beni ortamdan bütünüyle kopartmıştı. Konuştukları şeyler ilgimi hiç çekmiyordu. Tam anlamıyla düşünüyor sayılamayacak kadar dağınık düşünceler içerisinde olsam da kendi zihnimde kaybolmuştum. Bir süre sonra bir fikire tutunarak kendimi çekip çıkartdım. Karşımda nefes molası dahi vermeden konuşan aptalın boğazına sarılmak istiyordum.
Ahmed Mahmud Öksüz
Toplum denen şeyin daha yeni yeni oluştuğu ahlak normlarının ilk fizilerini verdiği o dönemde en ayıp şey başkasının payına düşen yemeği yemekti. Çünkü birlikte olmak demek bir görev paylaşımı içerisinde olmak demekti ve yemeğe ulaşan kimse bunu tek başına yapmış sayılamazdı. Dolayısıyla da paylaşmamak sürüden uzaklaştırılmaya ya da toplum tarafından katledilmeye değer bir nedendi.
Ahmed Mahmud Öksüz
Etlerini pişirmeden yiyorlardı. Ateş keşfedilmişti fakat bu bir insanın kendi başına yakabileceği bir şey değil. Tanrılar tarafından kutlama yapılmak için gönderilmiş bir lütuftu. Insanlar ateşi ömürlerinde bir şanslılarsa iki defa görüyorlardı. Ateş yandığında herkes heycanlanıyor, etlerini pişiriyor,etrafında koşarak dans ediyorlardı. Ertesi sabah uyandıklarında çok fazla, pişmiş ve ölmüş hayvan bulabiliyorlardı. Ateşe çok fazla yaklaşlanların canın acımasını açgözlülüğün ve oburluğun bir cezası olduğunu düşünmüşlerdi.
Ahmed Mahmud Öksüz
Yorumlar ve İncelemeler
Öncelikle herkese merhaba ben Ahmed Mahmud Öksüz kendi kitabıma ve beraberinde kendime özeleştiri niyetinde bu kitap incelemesini yazıyorum. Kitabı yaklaşık 5 sene önce yazmaya başladım ve çıkarttığım zamana kadar çok defa öykülerimi traşladım. Fakat bu tıraşlama esnasında bazı duyguların kaybolmaması için de bugün çok memnun olmadığım bazı kısımların da varlığına göz yumdum. Kitapta bazı mübalağalı anlatımlar göze batıyor. Bazı öykü geçişleri sırasında hikayenin heyecanına yenik düşüp ayrıntılandırmam gereken ya da daha kuvvetli köprüler kurmam gereken yerleri görmezden gelmişim. Bunların dışında baktığımda bu gün paylaşmaktan ve okumaktan utanmayacağım bir eser kaleme almış olmak ve o eseri kendi kütüphanemde muhafaza etmek çok keyifli. Benim ve bundan sonra yazacağım yazı ve öyküler için de çok öğretici bir süreç olduğunu söylemeliyim. Kitaptan söz etmek gerekirse; kitabı iki kısma ayırabiliriz kitabın ilk kısımı 9 bölümden oluşuyor. Bu bölümlerden 5 tanesi erkek karekterin gelişimini ve kadın karakter ile yollarının kesişmesini anlatıyor. Ardından gelen 4 bölüm ise kadın karakterin çocukluğundan başlayarak hikayenin ilk 5 bölümünde şahit olduğumuz olayları kadın karakterin gözünden görüyoruz. Bu 9 bölümlük ilk kısımın ardından da birbirinden bağımsız 7 öykü geliyor. Bu öykülerin her birine deneysel birer çalışma da diyebiliriz. Okuyanların çokça keyif alması dileğiyle…
