Ahmet Akbulut Sözleri ve Alıntıları
Ahmet Akbulut sözleri ve alıntılarını, Ahmet Akbulut kitap alıntılarını, Ahmet Akbulut en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam devleti ifadesi de yanlıştır. Bu kavram ideolojik bir devleti ifade etmektedir. İdeolojik davranan yapının ise gerçeği görmesi mümkün değildir. Aslında laiklikte, devletin ideolojik vasfının olmaması gerekir. Fakat Türkiye'de laiklik bir ideoloji, hatta bir din haline getirilmiştir. Yönetim sistemimiz bir ideolojinin ipoteğinden, başka bir ideolojinin ipoteğine geçmiştir. Bu durum düzeltilmelidir. Türkiye'de uygulanan laikliğin tarafsızlaştırılması, gerçek anlamda laikleştirilmesi lazımdır.
Sayfa 61 - Otto YayınlarıKitabı okudu
İslam ümmetinin en büyük şanssızlığı, hadislerin toplanarak kayda geçirilmediği bir dönemde, meşru yönetimi isyan sonucu devirerek kurulan bir yönetimin, kaderci düşünceyi desteklemesidir.
Sayfa 26 - Otto YayınlarıKitabı okudu
Bir kimse dünü eşelemeden bugünü kavrayamaz. Bugünü anlayamayan da geleceği kuramaz.
Geçmişten gerekli dersi almak başka şey, geçmişi yaşatmaya çalışmak başka şeydir.
Akıllı olmak beyin sahibi olmak değil, beyni kullanmaktır.
Zihinsel kölelikten kurtulmak, bedensel kölelikten kurtulmaktan daha zordur.
Müslümanlar, Kur'an'a göre olayları değerlendirecek yerde, olaylara meşruluk kazandırmak için Kur'an'dan destek aradılar. Kur'an'ın muhatabı olan akıl, Müslümanlar arasında kötülenir oldu.
"Kur'an, iyi insan yetiştirme projesidir."
Sayfa 14
Bilgi sahibi olmadan iman sahibi olmanın yüceltilmesi, Müslüman aklı işlevsiz bırakmıştır.
Otto yayınlarıKitabı okudu
İslam'ın insanlığa rehberlik edebilmesi için Kur'ani mesajın Müslüman'ın aklı ile buluşması gerekir.
İmanı aklın önüne geçirmek Müslüman zihnin intiharıdır. Çünkü Yüce Allah'ın muhatabı iman sahipleri değil, akıl sahipleridir.
Sayfa 115 - Otto
Geleneğe teslim olan değil, geleneği teslim alan ilim adamlarına ihtiyacımız vardır.
Sayfa 97
Geçmişten gerekli dersi almak başka şey; geçmişi yaşatmaya çalışmak başka şeydir.
Sünnet vahiyle çelişmez.
Hz. Peygember, dinin ortağı değil, Kur'an'ın insanlara tebliğcisidir.
Yüce Allah'ın önerisi Hz. Peygember'in getirdiği talimata mı, yani Kur'an'a mı yoksa Peygember'in verdiği talimata, yani hadislere mi uymaktadır?
Allah'ın elçisinin Kur'an'a aykırı talimatının olması düşünülemez.
Sayfa 14
Kur'an'ın gelişinden sonra, Müslüman insanın sürekli inişte olduğu yolundaki hadisler ve bu hadislerin Müslümanlar arasında kabul görmesi tam bir krizdir. Sanki Kur'an, insana doğru yolu göstermeye değil, insanın sonunu hazırlamaya ve bu durumu haber vermeye gönderilmiş bir kitap durumuna düşürülmüştür.
Bununla da yetinilmemiş, siyasi çalkantılardan sonra oluşan Müslüman geleneği, Muhammedi davetin tek okuma biçimi olarak bir çeşit siyasi okuma biçimi benimsemiştir. "Ehl-i Sünnet'in hilâfet teorisi genelde fiili durumun meşrulaştırılması çabasıdır." Daha doğrusu "Teoriyi pratiğe göre düzenleyici bir yaklaşım gözlemlenmektedir." Bu algı, Müslüman zihnine egemen olmuştur. Artık siyasi kaygılar, dini kaygılara dönüşmüş ve Müslüman siyasal zihni teolojik bunalıma girmiştir.
Sayfa 160