Ahmet Akbulut Sözleri ve Alıntıları
Ahmet Akbulut sözleri ve alıntılarını, Ahmet Akbulut kitap alıntılarını, Ahmet Akbulut en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şehristani'nin, "Ümmet arasında en büyük anlaşmazlık, imamet konusundaki anlaşmazlıktır. Çünkü İslam'da dini bir esas için çekilen kılıç, hiçbir zaman hilafet için çekilen kılıç gibi olmamıştır. " şeklindeki tespitine katılmamak mümkün değildir.
Beni Sa'ide'de Ensarın çoğunluğunun desteğini kazanan Hz. Ebu Bekir, özellikle Haşimilere karşı büyük bir destek sağlamıştı. Ensarın yurdunda ve onların çoğunlukta olduğu bir toplumda aralarındaki siyasi çekişmeden de yararlanarak, halifeliğini Ensara da kabul ettiren bir insanın ve onun kadrosunun, Beni Haşim karşısında pes etmesi beklenemezdi, Haşimiler istemeyerek, Hz. Ebu Bekir'e biat etmek zorunda kaldılar.
Hz. Peygamber'in vefatından sonra, siyasi bakımdan Müslümanlar dört gruba ayrıldılar:
1 . Ensar grubu: Beni Sa'ide sofasında toplanarak, halifenin kendilerinden olmasını veya hilafete ortak olmayı istemekte idiler.
2. Hz. Ali grubu : Hz. Fatıma'nın evinde toplanarak, Ali'den başkasına biat etmeyiz, görüşünü benimsemişlerdi. Bunlar arasında Abbas ibn Abdilmuttalib, Zübeyir ibn Avvam, Selman-ı Farisi ve Haşimilerden bir topluluk vardı.
3. Hz. Ebu Bekir grubu: Hz. Ebu Bekir'i imamete daha layık görerek, Beni Sa'ide'de ona biat edenler. Bunlar, Hz. Ömer, Ebü Ubeyde, Ensar ve Muhacirlerden biat edenlerden meydana gelmekteydi.
4. İsyancı Grup: Hz. Ebu Bekir'i halife olarak tanımadıkları için, onun memurlarına zekat vermeyi kabul etmeyenlerin oluşturdukları grup.
İslam'ın yayılışında büyük hizmeti geçen bu ilk Müslümanların, Peygamber sonrası düştükleri siyasi anlaşmazlıkları, hoş ve meşru göstermek için geliştirilen ve sahabeyi eleştiri dışı tutan düşünceleri asla onaylayamayız.
Hz. Osman, kendisinin Allah tarafından belirlenmiş bir yönetici olduğunu66 düşünmekteydi. Hz. Osman' da görülen bu teokratik yaklaşım, daha sonra Şianın Hz. Ali'nin vasiyet yoluyla67 imam tayin edildiği yolundaki görüşü ile paralellik arz etmektedir.
Kur'an'ın muhatabı aklını kullanan özgür zihinli bireylerdir. Köle zihinli insanlar, kendilerini Kur'an'a muhatap görmemektedirler. Zihinsel kölelikten kurtulmak, bedensel kölelikten kurtulmaktan daha zordur. Zira kurtaracak gücün de kurtarılması gerekmektedir.
Geçmişteki olay ve olguları doğru değerlendirecek, dolaşık düğümleri çözebilecek ve geleceğe yol yöntem gösterebilecek bir Müslüman zihni inşa etmeliyiz.
Müslüman toplumların dramları, dindar aydınlarını yetiştirememekten kaynaklanmaktadır. İslam ümmeti ancak entelektüel aydınını yetiştirdiğinde Kur’an’ın bu ümmetten beklediği görevi yerine getirecektir.
Sorunlarımızı çözmek için geleneğimizi iman düzleminde değil, bilgi düzleminde ele almak bir zorunluluktur.