12 Eylül askeri darbesinin muhalefete hareket alanı tanımaması yeni tartışmaları kamçılamış, kendini geleneksel yapılar içinde var edemeyen LGBTİ bireyler, ateistler, anti-militaristler, çevreciler, feministler gibi politik özneler bir çatı altında toplanma kararı alarak, Radikal Sol Yeşil Parti Girişimi'ni oluşturmuşlardır. Radikal Sol Yeşil Parti Girişimi, LGBTİ hareketinin otonom örgütlenmesine imkan tanıyan ilk parti girişimidir. Tartışmalar ve çözüm arayışları, girişimin yayın organı olan Yeşil Barış dergisi üzerinden devam etmiş ancak partileşme süreci tamamlanamamıştır.
Kabahatler Kanunu aslında devletin el altından topladığı vergilerdir. Güttüğü muhafazakar politika gereği genelevleri kapatan ve alımları durduran devlet, seks işçilerini sokaklara itiyor ve vergi toplamaya devam ediyor. Seks işçisinin kesilen cezayı ödeyebilmesi için daha fazla çalışması gerekiyor. Bu cezalar özellikle Hüseyin Çapkın'ın İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne getirilmesi ile başladı. Bonus puan uygulaması adı altında polislere prim uygulaması başlatıldı. Bir polisin ay sonunda alacağı prim ve terfi işlemleri puan toplama üzerinden gitmeye başladı. Bir çete suçlusunu ya da devletin terörist olarak gördüğü kişileri yakalamak daha zorlu bir iş olduğundan, polisler özellikle trans seks işçilerine yöneldiler. Günde dört beş ceza yiyen translar vardı.
"Trans bireylerin sürekli gözaltına alındığı, Mamak çöplüklerine atıldığı, bir takım işkencelerden geçtiği, minibüslerin içerisinde toplanıp şehir dışına çaresiz bir şekilde bırakıldığı bir dönemdi. Aynı zamanda çetelerin de trans bireylerin üzerinde çok yoğun olarak uyguladığı bir şiddet söz konusuydu. Yani zulüm tamamen açıktı. O dönemlerde bir de 'Balyoz' diye bir grup kurulmuştu. Ellerinde sopalı adamlar, sivil bir minibüsün içinde dolaşarak trans bireylere zulüm uyguluyordu. Seks işçiliği yapmayan trans kadınları da gündüz dahi bulundukları yerden alıp dövüyor, gözaltına alıyor ve dağın başına, şehir dışına bırakılıyorlardı."
ben en çok neyi bilmiyorum sorusuyla
ve irkildiğim telaşlarla köşeye çekiyorum kendimi
medeni ölümler enkaz yaşamlar
bilmiyorum dediğim ne çok soru var
biat etmediğim gerçeklerin hışmı da gelsin
İnsan bir an, kafasının içinde bir ses duyar ve hiç unutmaz. duyulmadan, unutulmayan o ses, bir ilk, her yolun yönünü değiştiren, arkasına bakıldıkça yeniden yazılan o yollar.