1988’de Mardin, Derik’te doğdu. Çeşitli ajanslarda ve gazetelerde muhabirlik yaptı. Şiir ve düz yazıları dergilerde yayınlandı. Göğe Kuşak Lazım yazarın ilk kitabıdır.
eşiğine vardığım o esrik gülüşte sarkıyorum
hiç güneş doğmamış adeta hep eski gülüşümden
kalma bir gölgenin ucunda
bir elimde hatıralar
aklımda ah o vazgeçemediğim her şeye şaşkın
o çocuğun ciddiyete öykünmüş hali
ben bir kuşun kanatlanışında gülerdim o vakit
kuşların kuşlarım olmasını istediğimden çok önceleri
o çok eski gülüşümden kalma bir var olmaya uzanıyorum
ki adıma kuşlar uçsun
ben bakıp bakıp kendime
o çok çok geçmiş kendime geleyim
görüldüğü gibi anlatılmıyor rüya
yazıldığı gibi söylenmiyor mısra
deftere yazacakken seninle mi konuşuyorum
sana söyleyecekken deftere mi yazıyorum
bilmiyorum
cümle cümle eksik kalıyorum
sen yine de
bulmayı uman suyu çizmeye devam et
bana ilişmeden geçin sayın geçmişim,
bir ilk olsun
adımlarıma bakayım yürümeden
hazırlık yapayım
yorgun hüznüm ağır geliyor
sileceğim biraz
belki biraz da ağlayacağım
bana kalan yaralar için
"Yaşamak çünkü kazanmak ile sınandı ve herkesin kaybettiği bir dünya başkasına miras kaldı. Acının ve bilincin naraları çağlar boyunca yankılanıp durdu, kimisi duydu, kimisi duyamadan telef oldu. Herkese geçmişler olsun ve el birliği ile helal olsun. Kazanan altımızı kazıyandı, kaybeden kaybımızda gizlenendi. Varmak, var olmanın gölgesinde kalmaya mahkum olandı, herkesti ve hepimize vardı çünkü vardı."
"Gitmek ve kalmak arasında bir sarkaç; yaşamak kaygısı. Sanmak ve inkâr etmek arasında ince bir çizgi; düşünmek molası. Olmak ya da olmamak kararsızlığı; varoluş sancısı. Gülmek ya da ağlamak kıskacı; sabır ve metanet kıskacı. Yaşamak ya da seyirci kalmak; eylem kıstası. Sevmek ya da unutmak serencamı; hayıflanmak ağrısı. Çoğalır da çoğalır ama insanı hem eksiltir hem de eskitir."
"Hiç gelmeyecek olan insanlar vardır, gidilemeyecek yerler de var artık bu zamanda. Gidilemeyen insanlar var hayatlarımızda, her biri için içimizde birer mezar açtık. Gidilemeyecek yerler için de içimizdeki dünya haritasında boşluklar yarattık. Kâh bir çöl, kâh bir bozkır, kâh bir dağ başı. Kim neye benziyorsa o orası ve o kadar."
LGBTİ hareketinin 80'lerden sonraki gelişimi ve örgütlenmesi, dernek ve kişilerle görüşmeler yapılarak dernekleşme, hukuki sorunlar, siyasi partiler, vicdanı ret başlıklarıyla anlatılmış. Okurken süzme cahilliğin, nefretin yol açtığı durumlar vicdanınızı sarsıyor. Doğru bilinen yanlışlardan sıyrılmak, bilinçlenmek ve nefretin sadece kapanmayan yaralara neden olduğunu, sevmenin, kabullenmenin, birlikte her şeyin daha güzel olduğunu anlamak için okunması gereken bir kitap.
SEN YOKSAN ÇOK EKSİĞİZ!
Lgbtİ bu zamana kadar neler çektiğini, nasıl bireylerin nefret için dört bir koldan seferber oldukları anlatıyor. Kitap röportajdan çok luşuyor. Tek bir eksiği var o da editörün ya da raportörün kısaltmasına uğramaması. O yüzden biraz kopukluklar var.
LGBTİ hareketinin 80lerden sonraki örgütlenme sürecini anlatan ve gezi direnişi ve sonrasına kadar uzanan pratiklerini sözlüden yazılıya aktarmış olan güzel bir kaynak kitap. 2014 te seçimlere katılmış 16 adayın, hateketin görünürlüğüne baya katkı sağlamış olduğunu düşündürüyor. Hiç bir aday kazanamamış olsa da aslında mücadelede bir kazanım söz konusu. Dernekleşme süreçleri, yaşanan sıkıntılar ve kazanımlar hakkında bir deneyim aktarımı olmuş. Merak edenlere tavsi ederim. Benim için güzel bir okuma oldu.