Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Şat

Ahmet ŞatDin İnsandan Ne İster? yazarı
Yazar
9.3/10
4 Kişi
10
Okunma
0
Beğeni
615
Görüntülenme

Ahmet Şat Sözleri ve Alıntıları

Ahmet Şat sözleri ve alıntılarını, Ahmet Şat kitap alıntılarını, Ahmet Şat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şirkin ve zulmün bu dine tevhit kapısından girmesi kadar acı ve trajik bir durum olabilir mi acaba?
Peygamber, nüzul sürecinde vahyin ilk indiği yerdir. Oradan da tüm insanlığa dalga dalga ulaşır. Hz. Peygambere inen her emir/vahiy, önce kalbine oradan da yaşadığı toprağa temas eder. Onun için ayetlerin bir kısmı Mekkidir diğer bir kısmı Medenidir. Yani bir ayet Mekkidir derken Mekke'nin sokağına/ toprağına/ kültürüne/ insanına/ zamanına tanıklık etmiştir demek istiyoruz. Tıpkı Medine sokaklarına düşen ayetler gibi...
Reklam
"Güçlünün haklı olduğu, ahlaki çöküntülerin önünün alınamadığı, azınlık bir kesimin ekonomik ve teknolojik refahı tekellerine alırken, çoğunluğun açlık, hastalık ve yoklukla mücadele ettiği bir dünyada yaşamaktayız. Zulmün içselleştirildiği bir hayat felsefesi, insanlığın içinde bulunduğu ruhsal çöküntüyü hızlandırmaktadır. İslam, içinde barındırdığı ahlak felsefesi ile mevcut durumu meşru görmeyerek zulüm olarak niteler. İslam, alternatif bir hayatı insanlığa sunabilecek bir inanç sistemine sahiptir."
...güncel perspektif Darül Harp, Darül İslam gibi tanımlamaların kabul edilmesi gerektiği sonucunu doğurmaz. Bu tanımlamalar kendi döneminin sosyal, siyasal, dinsel ve ekonomik şartları gereği teşekkül etmiştir. Aynı zamanda kendi döneminin hukuk anlayışını yansıtmaktadır. Her dönemin kendine has hukuki şartları vardır... bugün yeni tanımlama ve değerlendirmeleri zorunlu kılmaktadır.
Mekke de inen ayetin sergilenmesi istenen ahlaki tavrın muhatabı aile iken, Medine de inen ve siyasal kaygılar taşıyan ayetin ahlaki muhatabı Müslüman toplumunun kendisidir.
Sayfa 413Kitabı okudu
Vahiy taleplerini mutlak ve değişmez olarak görmek yerine, metodolojik olarak sınıflandırarak; insanın muhatap olduğu varlıkların hukuksal statülerine göre bir değerlendirme yapmak, yaşanılan tıkanıklığa bir çözüm sunabilir.
Sayfa 522Kitabı okudu
Reklam
"Müslümanlar, içinde bulundukları durumun vahameti nedeniyle artık Batının ne siyaset (demokrasi) ne de hukuk felsefesini eskisi kadar sert eleştirmemektedirler. Onun yerine, İslam geleneğine eklemleme çalışmaları ile sentez formül arayışı içine girmiş bulunmaktalar."
Utanmak güzeldir. Utanmayan insan edepsizliği bir yaşam olarak gören insandır. Edep, İslam ahlakı ile yani vahyin kendisi ile kuşanmaktır; semadan gelenin kalbimize, oradan da hayatımıza dökülmesidir. Ve kalbimize düşen tüm ayetler fıtrati muzdan ne kadar uzaklaştığımızı bize gösterdikçe, Ademin çıplaklığı gibi bir utanç dalgası tüm vücudumuzu saracaktır. O zaman saklanmak için büründüğümüz örtünün bizi saklayıp korumadığını göreceğiz. Tüm bunları yani vahyin semadan sokağa inişini gördüğümüzde, işte o zaman Allah'ın ayetlerini okumuş olacağız. İşte o zaman Kur'an nazil oldu diyebileceğiz.
Eğer Mushaf sayfalarını okuyan dudaklarımız onu kalbimize taşımıyorsa oradan da zamanımıza ve mekânımıza/toprağımıza düşürmüyorsa ve bizleri şehrin sokaklarında gezdirmiyorsa nasıl olurda Kur'an okuduğumuzu iddia edebiliriz ki?
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.