"Uçurumlarda görünmeyen köprülerde karşıya geçmek, köprülerin olmadığı yerden uçmak istedim. Ama anlayamadılar. Anlamak istemediler bile.. Daha kaç defa uçabileceğimi ispatlamak zorundaydım ki onlara?"
Sesini duymak bile o kadar güzeldi ki uzakta kıtalar olmasına rağmen sanki içimizdeydi o heyecanla telaşla anlatımları çok özledik hep derdik saatlerce dinleriz halen öyleyiz gram nokta kadar değişiklik yok sıla hasreti burnumuzda tütüyor
#Kitapşuuru
Neydi bizi bu denli Amerikaya çeken? Olanakların cezbedici oluşu mu, iş imkanları mı? Yoksa birden fazla dilin, dinin, ırkın bir arada yaşayabiliyor olması mı? Belki de hepsi...
Eser oldukça akıcı, anlaşılır ve samimi bir üslup ile kaleme alınmış, otobiyografik bir eser. Yazarımız, Amerika'da yaşadığı anılarını bir araya getirerek bizlere doyumsuz birer ziyafet vermiş.
Eserin başında Andre GİDE'den alıntılanan söz asılda bu eserin bizlere neden sunulduğunu gözler önüne seriyor, "Anı yazmak ölümün elinden bir şey kurtarmaktır." Hiç şüphesiz Ahmet hocanın ölümün elinden çokça şey kurtarabildiğini görmekteyim.
Eser o kadar samimi bir şekilde kaleme alınmış ki, bir anda olay örgüsünün içerisinde kendinizi bulabiliyorsunuz, okuyan herkesin kendisinden bir iz bulacağına eminim. Bitirdiğime üzüldüğüm bir eser oldu çünkü; dönüşte Türkiye'de neler yaşadığını öğrenemedim, devamını sabırsızlık ile bekliyorum.
Aslında eserde kaderimizi şekillendirebildiğimizi de sezdim, evet bir kaderimiz var ama bizler yaptığımız seçimler ile onu şekillendiriyoruz.
Kitabı hediye eden #Kitapşuuru ailesine, başta Oğuzhan SAYGILI Hocama ve kitabın bana ulaşmasında yardımcı olan Zafer SARAÇ Hocama çok teşekkür ederim.