Düşüyordu.
Düşüyorduk.
Gündüzün köhne deliklerine.
Unut dedi.
Kaç insanı unuttun sen, beni de unut dedi.
Bazılarının unutulmaz olduğunu fark etmemişti.
Düştü.
Düştük.
Düştüm...
Uzun uzun konuştuk öylece...
Ben anlattım o dinledi,
Ben söyledim o bekledi.
Sonra ben sustum.
Bir sessizlik çöktü o an üstümüze.
Nedenini anlamadığım, anlamadığım bir an geldi çattı duruma.
Sessizliği bile güzeldi.
Nefes alış verişini duymak bile yeterdi bazen.
Oysa ne çok gülerdik öylesine.
Bazen olmuyor.
Gülünmüyor işte...