Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alain Bosquet

Alain BosquetEvren İçinde Evren yazarı
Yazar
7.7/10
6 Kişi
25
Okunma
18
Beğeni
1.830
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Fransız Şair
Doğum:
Odessa, Ukrayna, 28 Mart 1919
Ölüm:
Paris, Fransa, 8 Mart 1998

Okurlar

18 okur beğendi.
25 okur okudu.
1 okur okuyor.
28 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Aşkla ölüm arasında söz konusu olan, yalnızca derece sorunudur: Her iki durumda da ben yok olur."
Sayfa 157 - Can YayınlarıKitabı okudu
"İnsan, umutsuzluk içindeyken kendi oluyor; mutlu olduğundaysa hiç kimse. "
Sayfa 181 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilmiyorum ki anlamı nedir: toprağı sevmek, yanıltıcı göğü sevmek, fırtınayı sevmek, genç gövdeyi sevmek tekneye daha uygundur bir yıldızdan, sevmek. Bilmiyorum ki anlamı nedir: titreyen bir ceylana diş bilemek, diş bilemek tıpkı bir büyücü gibi ekvatoru kalıtsız bırakan güneşe, diş bilemek. Sevmek, diş bilemek, insan sözleri bunlar, bense bir varlığım tanrıların seçtiği: sabahları günebakan, öğleyin kum, ve, mutlu bir örümcek akşama doğru.
Toplum katında yükseldiğim yeri doldurmaya başlıyordum; peki ya yalnızlığım?
Sayfa 119 - Can YayınlarıKitabı okudu
Her şeyi söyleyip hiçbir şeyi açıklamak istemeyen ben. Özdek ve karşı-özdek olmak isteyen ben. Hiçbir şeyi bırakmak, hiçbir şeyi tutmak istemeyen ben, düş ama et, iskelet ama bakış, ben, ve bu yokluğun korkusu, kaymaktaşı, köpük ve aşk. Yaşamak isteyen ama hayatta kalmak istemeyen ben, meşe ama rüzgar,kitap ama yürek, kârsız ayna. Bir yanlışlık gibi kendisi olmak isteyen ben. Ruhunu müziğe bırakmak isteyen ben.
Alain Bosquet
Alain Bosquet
🌄🍀💛 Çakıl, demek yerine: “Günaydın çakıl”, imrenirdim sana yıllarca, kabul etmekle konuşmayı benim yerime. “Günaydın ozan” demeliydin, hatta “Günaydın çakıl”, tanıtlamak için bana aldanmayasın diye sözcüklerle. Ben çakıl olduğum zaman, daha değerli senden, özlerdim insan olmayı. Biz kardeş olurduk, ve öyle kıskanç kıyıcı doğamızla
Alain Bosquet
Alain Bosquet
Reklam
Her şeyi söyleyip hiçbir şey açıklamak istemeyen ben.Özdek ve karşı-özdek olmak isteyen ben, kuş ile okyanus arasında geçiş olmak isteyen ben.Hiçbir şeyi bırakmak, hiçbir şeyi tutmak istemeyen ben,düş ama et,iskelet ama bakış,ben,ve bu yokluğun korkusu,kaymaktaşı,köpük ve aşk.Yaşamak isteyen ama hayatta kalmak istemeyen ben,meşe ama rüzgar, kitap ama yürek,kârsız ayna.Bir yanlışlık gibi kendisi olmak isteyen ben.Ruhunu müziğe miras bırakmak isteyen ben.
Alain Bosquet
Alain Bosquet

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
288 syf.
·
Puan vermedi
Bir okurun önerisi üzerine okumak üzere sahaftan aldığım bu kitap 1978 yılı Fransız Akademisi Büyük Roman ödülü sahibi. Ailesinin Odessa'da başlayan yaşamı Rus devrimiyle Belçika' ya daha sonra da 2. Dünya Savaşıyla New York'a dek uzanır. Bu sure boyunca Avrupa nin çeşitli ülkelerinde yaşamını sürdüren yazar ikinci dünya savaşına katılır fakat annesinin etkisinden yörüngesinden bir türlü kurtulamaz. Neredeyse yaşamını annesi şekillendirir, onu zaman bulduğunca ziyaret eder bulamadığında mektuplarla iletişim sağlanır. Annesiyle olan tüm ilişkilerini aydınlık ve acımasızla yazar. Bankacı pul kolleksiyoncusu şair bir babanın müzisyen bir annenin oğludur. 1977 yılında annesi öldüğünde "Sen öldün, anne, ve ben rahatladım" der geçmişe öykünerek. Bu romanı yazar. Her ne kadar Sanat evrenseldir deniyorsa da ben o kanıda değilim. Neden olarak ta her toplumun kendi yapı taşlarınin var olmasıdır. Fransız okurun okuyabileceği bu romanı her toplumun okuyabileceğini sanmıyorum. Fransız yazar Max-Pol Fouchet benim bu düşüncemi " Gerçek bir yazarın temel yapıtı. Bizimle ilgili; bizi yakan bir kitap" diyerek doğruluyor. Diğer taraftan 1900 ler avrupasini irdelemek sosyo kültürel gelişmelerini inceleyeceklerin okuyacaklari bir kitap olarak görülebilir. Ben eseri sevemedim!
Bir Sürgün Ana
Bir Sürgün AnaAlain Bosquet · Tekin Yayınevi · 19821 okunma
147 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
#AlainBosquet ‘in hayranlık verici konusuyla #rehinelikmesleği kitabını okumuş bulunuyorum. Bir Arap ülkesinde kazı çalışması yapan Fransız arkeolog Philippe Cervinius, bir örgüt tarafından rehin alınır. Bu örgüt bir toprak parçasına bile sahip olamayan bir halk adına Fransa ile silah ve para pazarlığına girişecek. Bu iki taraf arasındaki pazarlık sürecinde bir rehine nasıl bir ruhsal durumun içine girer işte yazar bize bunu sunuyor. “Bekleme, işkence, gereksiz sözler, korku ve isyan ile geçen altı ya da on iki ayın sonunda bir tutsak ne düşünebilir? Tutsak olduğu grup ondan bir metin ile ülkesine seslenmesi ister ve başta kesinlikle reddetse de okuduğu metne bir süre sonra kendi de inanır; "Merhaba, benim adım Philippe Cervinius. Profesyonel bir arkeoloğum ve bu ülkeye kendi isteğimle geldim. Şu an İslam Dünyası Bağımsız Kuvvetleri'nin misafiriyim. İhtiyacım olan her şeye sahibim ve sağlığım çok iyi. Ailemin benim için endişelenmemesini istiyorum. Kendi topraklarını yeniden kazanabilmek için savaşan bir halkın kahramanlıklarını ve çabalarını tanımayı ve onlara saygı duymayı öğrendim. Fransız hükümetinin ülkeme dönebilmem için onlarla masaya oturmasını istiyorum. Bu konuşmayı benimle aynı yazgıyı paylaşan öteki yurttaşlarımın adıma da yaptığım lütfen göz ardı edilmesin." Güzel bir ailesi olsa da bu zoraki edinilmiş ün ile ne yapacağını bilemez ve ailesinden ayrı kalmaya alışan ve rehine o kutsal gün geldiğinde ve özgür kaldığında geri dönmek istemez. İşte bu karara nasıl vardı bunu okuyoruz. Ben çok başarılı buldum ve kesinlikle tavsiye ederim. Oldukça başarılı ve akıcı bir anlatımı var.
Rehinelik Mesleği
Rehinelik MesleğiAlain Bosquet · Yön Yayıncılık · 19996 okunma