Aleatha Romig, Indiana’lı bir New York Times ve USA Today Çoksatanlar yazarıdır.
Mishawaka’da yetişmiş, Indiana Üniversite’sinden mezun olmuştur ve şimdilerde Indianaplis’in güneyinde yaşamaktadır. Lise aşkıyla yirmi sekiz yıllık mutlu bir evliliği olan yazar, üç çocuk annesidir ve günlerini yazarak geçirmektedir.
Bir insanın başına ne gelirse meraktan gelir diye boşuna dememişler. Kitabın başında yazar uyarı yapmış, kitap +18 denilmiş, konusunu az buçuk duymuşsun, ee derdin ne senin be Deniz! Rahat duramadım, sırf sonu bomba diye okudum kitabı ama resmen korku filmi gibiydi. Gerim gerim gerildim okurken :(
Okurken bir karakterden bu kadar nefret ettiğim
Tutku Oyunları çıkalı çok olmadı, yaklaşık bir hafta oldu.Bloglarda yorum da yok henüz, ilk yorumlardan olacak sanırım :) Umarım hakkını verebilirim.
Bu kitapta güçlü arzular var ve size bir spoiler vereyim; bu arzular sadece cinsel içerikli değil.Kitaptan çok etkilendim ama şiddet maalesef o kadar da ütopik bir durum değil.Kitaptaki şiddet neden peki? İtaatkar - hakim ilişkisi.Bu nasıl bir furyaysa hala yankıları sürüyor.
Kitap altı yüz küsür sayfa.Sıradan günümüz aşk/erotika romanlarından olmadığı için bu durum anlaşılır.Sıkıcı değildi, gözünüz korkmasın.
Karakterimizin ortalama bir hayattan lükse, büyük bir malikaneye ve etiketine bakmadan kıyafet almaya alışma sürecini okumak özellikle keyif verdi bana.Bunların etkisi olmuş mudur bilinmez ama çok güçlü bir karakter oldu, ikinci kitapta daha da iyi olacağına eminim.
Arkadya'nın kalitesi yine kendini göstermiş.Özellikle ayracı ve kalın bir kapağı olması konusunda oldukça başarılı buldum.
İkinci kitap için bize intikam vadediyor yazar ve ben merakla bekliyorum.Tutkulu ve can yakıcı bir kitaptı.Herkesin okuyabileceğini düşünmüyorum, kesinlikle sıradan değil.
O son... muazzamdı!
Zaten olayların akışından dolayı değil, sırf sonunu (yazarın nereye varacağını) merak ettiğimden başından kalkamadan tek günde bitirmiştim.
Kitabın Türkçe çeviri adını sevmedim. Kitabın konusuna uymuyor ve içeriğini farklı düşünmenize sebep oluyor. Mesela ben; günümüzün klişeleşmeye başlayan, klişeleştikçe tiksinçleşen cinsel içerikli kitaplarından biri olduğunu sanarak kitaba yüz çevirmiştim.
Oysa yazar sahneleri detaylıca yazmamış bile, sadece olduğundan bahsetmiş. Hatta kitabın başında olay örgüsünden dolayı bir iki sahne olsa bu kitaba fazlalık kalmazdı.
Demek istediğim bu saf kızın, zengin erkekle yalnızca seks anlaşması yapıp sonrada aşık olduğu bir hikaye değil. Kızımız sarhoş kafa boş peçete imzalayıp ardından Anthony'nin eline düşüyor. Tecavüze uğruyor, şiddete en ağır şekilde maruz kalıyor, hapis hayatı yaşıyor vs. vs. seçimler yapıyor ve sonuçlarına katlanıyor.
Anthony bana "Kız gerçekten stokholm sendromuna yakalanmış olsun. Lütfen, lütfen, lütfen..." dedirten, uzun zamandır okuduğum en psikopat karakterdi.
Yaş farkını sevmedim. Hayır, daha doğrusu yaşlarını sevmedim.
Güzel bir giriş kitabıydı, ikinci kitabın daha dolu dolu olacağını umarak hemen okumak istiyorum!