Merhaba sevgili dostlar. Uzunca bir aradan sonra RS’den çıkmaya niyet ederek bu güzelce kitabı elime aldım. Aldığım gibi bir solukta okudum. Gerçekten de beni bulunduğum halden çekip aldı diyebilirim. RS bir yana, içsel bir arınma yaptığım şu kısa dönemde içimde oluşan boşluğa tatlı tatlı çiğ taneleri serpiştirdi. Güzel bir tat bu..
Anlatıcının
Bazı kitaplara başlıyorum sonra bitince çok üzülüyorum. Bu kitapta bitince çok üzüldüm, kalbim incindi. Kitap kötü olduğu için değil. Ben köklerime yeniden tutunmuştum bitince kitap bende düştüm gerçek dünyada açtım gözlerimi ondan.
İnsan çünkü köklerine tutunarak ayakta kalabiliyor. Bizler nicedir köklerimizden uzakta yaşıyoruz, yaşamaya belki de
ⒾⓃⒸⒾⓇⓁⒾ ⓏⒺⓎⒷⒺⓀ
Selamlar
~Betonlaşma ve ardından ekran müptelalığının zehirli bir sarmaşık gibi çepeçevre sardığı bu zamanda; hepimizi çocukluğumuza götürecek, yüzümüzde bazen tebessüm bazen hüzün beliremesini sağlayacak bir kitap okudum.
~İnsan köklerine tutunarak ayakta kalabilir. Belki bir nehre katılarak güç toplar. Ya da bir dağa yaslanarak yükselir. Bu hikâyelerdeki çocuk hepsine ulaşıyor. Anneannesiyle köyünde kalırken doğanın gücünü, uyumunu, cömertliğini öğrenen; büyüyen, gelişen, zenginleşen bir çocuk.
.
~Toprağı dahi incitmekten çekinen büyüklerimizi okurken ah orda yasasaydm dedirtiyor adeta.
Böyle bir köy varmı bilmiyorum fakat okurken
Anneanne ve Ümmü Teyzenin dostluğuna gıpta ettim.
~Kitabın hikayesi, duygu geçişi kadar yazarın kalemini çok beğenerek okudum, edebi olarakta okurken keyif alacağınız bir eser.
~