"Biraz daha hayat ister misin dersen, düşünmeden 'hayır' derim hatta. 'Alıştığımız bir şeydi yaşamak' diyor ya hani şairler? Ben gerçekten de sıkıldım bu alışkanlıktan,"
"Sabırlı olmak, iyilik düşkünlerinin tabiatında vardı. Meydana gelmek için en doğru zamanını beklerdi iyilik. Kötülük gibi arsız, onun gibi mutlak değildi. Yedeğinde merhamet adı verilen varoluş defosunu ve hep açlığını çektiği şımarık sevgiyi taşırdı."
"Kalabalıkların ilgisini çeken şeylerdeki düşük kalite, istisnasız olarak beş duyu organına hitap ederdi. İçlerinde zekâ pırıltısına rastlamak şöyle dursun, ortalama bir mizah bile bulunmazdı."
"Gördüğün şeylerin içini dışı gibi sanma evlat. Yargıladığı kişinin iç denizine dalmadan nelerle karşılaşacağını bilemez insan. Onun yaşadığı gibi bir hayatın olsaydı hâlâ nefes alıyor olmanın fazlalalığını duyardın,"
"Tuhaf buluyorsun çünkü içeri girebileceğin tanıdık delik yok. Anlamıyorsun çünkü kıyaslayacak ölçülerin yok. İzliyorsun çünkü kanıtlayabileceğin deneylerin yok. Bunca karmaşadan kafan karışınca da boyun eğip yüceltiyorsun. Hayatında üstesinden gelemediğin her şeye yaptığın gibi. Averaj biri olmakla meşgulsün yani. Yetenekli bir averaj."
Insan kendini kalbinde öldürdüğün de arkasından gelen de bu ölüme ortak ediliyordu. Kaderin pusulasının bozulduğu yer burasıydı hayal edilenle önünde beliren yol bir türlü Kavuşmuyordu. Herkesin kuzeyi başka yöndeydi bozulmuş bir pusula gibi.