İkimiz bi arada kıssaydık eğer, bunların ellerine, dillerine düşseydik, o zaman neler olurdu hallerimiz galik bilmem. Bıçaklandan, kamalandan, pek korkmazdım hani de dillerinden korkardım en çok.
"Nolur buba gelinliğime bari dokunma. Hiç delse bi isteğimi bari çok görme bene. Nolursun üstümden çıkarma gelinliğimi... Hiç delse gelinliğim benim kefenim olsun buba...
Yöre ağzıyla çok güzel bir anlatıma sahipti.
Sarıkız ve Çoban Osman'ın aşklarını anlatıyor. Çoban Osman çobanlık yapmak için iş ararken köye gelir gelmez Molla Ahmet ( Sarıkız'ın babası) Çoban Osman'ı işe alıyor gel zaman git zaman Çoban Osman ve Sarıkız birbirlerine sevdalanıyor ama gel gör ki sosyal sınıf farkı buna engel oluyor. Evlenemeyeceklerini anlayıp kaçıyorlar. Yakalandıktan sonra Çoban Osman işkence görüyor. Sarıkız ise İda Dağı'nın Sarıkız'ı olmaya mecbur bırakılıyor yaklaşık 10 yıl tek başına dağda yaşıyınca babasına haberi geliyor ve pişmanlık üzerine babası aramaya çıkıyor. Birbirlerini buldukları zamanda babası yorgunluktan Sarıkız ise sevdiği Osman'ın ölüm haberini aldıktan sonra tepeden kendini atarak ölüyor.
Özellikle yöre halkı, kazdağı tutkunları, anadolu efsanelerine, mitolojilere gönül verenler mutlaka okumalılar. Özgün bir eser, yazar yörede öğretmenlik yapan bir köy öğretmeni. Yazım dili çok hoş. Ancak kitaba ulaşmak maalesef çok güç ben de yerel imkanlar ile almıştım.
Sanırım elimdeki tek imzalı kitap ayrıca, benim için çok değerli.