Ali Özuyar

Ali ÖzuyarGazi’nin Sineması author
Author
8.7/10
14 People
49
Reads
4
Likes
1,801
Views

Ali Özuyar Quotes

You can find Ali Özuyar quotes, Ali Özuyar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Gazi Milli Mücadele için çekilecek filmin tamamlanıp tamamlanmadığını Nurettin Baransel’e sordu. Baransel, kendisine ait sahnelerin çoğunun hareketsiz resimlerden ibaret olması nedeniyle filmin tamamlanamadığını söyledi. “Ben hayattayım.Milli Mücadeleye ait bütün evrakım,kılıcım, çizmem hali hazırda mevcut olduğuna göre çağırdığınızda bana düşen vazifeyi yapmadım mı? Böyle bir teklif karşısında kalsam memnuniyetle kabul eder, bir artist gibi filmde rol alır, hatıraları canlandırırım. Bu milli bir vazifedir. Çünkü Türk gençliğine bu milli mücadelenin nasıl kazanıldığını ispat etmek, hatırda bırakmak ancak bu filmle mümkün olacaktır”
Sayfa 121Kitabı okudu
Önsöz
İkinci Dünya Savaşı öncesinde Türkiye ve Almanya arasında ekonomik, askeri ve kültürel ilişkiler açısından yoğun bir yakınlık söz konusuydu. Türkiye'nin ekonomik ve askeri açıdan Almanya'ya bağımlı olması, dış politika konusunda manevra yapmasını büyük ölçüde engelliyordu.
Sayfa 11 - Doruk yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Gazi, filmleri geceleri daha çok da gece yarısından sonra seyrediyor ve geç saatlerde yatıyordu. Film seyretmesinin belli bir saati ve günü yoktu. Bazen her gece üst üste, bazen haftada kimi zaman da ayda bir film izlediği oluyordu."
Sayfa 23 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Çankaya Köşkü'nde gösterilen filmler, İstanbul'daki film ithalatı ve dağıtımı yapan şirketler tarafından temin ediliyordu. Filmlerin seçimi, Gazi'nin beğendiği oyuncular ve film türleri dikkate alınarak, özel kaleminin ve film şirketlerinin tavsiyeleri doğrultusunda yapılıyordu. Bunda da sinema mevsiminde öne çıkan, Gazi'nin zevk ve beğenisine hitap edeceği düşünülen ki kendisi komedi, romantik komedi ve müzikal dramlardan hoşlanırdı, filmler etkili oluyordu.
Sayfa 23 - Çankaya Köşkü’nde SinemaKitabı okudu
"Ankara Ekspresi" (Kitabın kapağında kullanılan film sahnesi) Türk edebiyatının ilginç kişiliklerinden biri olan ve yazdığı romanların tamamına yakını sinemaya uyarlanan Esat Mahmut Bozkurt'un 1946 da yayımlanan bir romanıydı. Bozkurt, bu romanda Almanya'nın Türkiye'yi işgal etme ihtimali ve bu ihtimalin yarattığı paranoyayı birbirlerine düşman iki ajanın yaşadıkları aşk hikayesi üzerinden anlatıyordu.
Sayfa 301Kitabı okudu
(…) Gazi’nin zevk ve beğenisine hitap edeceği düşünülen ki kendisi komedi, romantik komedi ve müzikal dramlardan hoşlanırdı, filmler etkili oluyordu.
Sayfa 23
Reklam
Kih kih kih
Çekimlerin bitmesinin ardından Cezmi Bey, filmlerle birlikte İstanbul'a döndü. Nizamettin Nazif ve İhsan Beyler bir süre daha Ankara'da kaldılar. Nizamettin Nazif, filmlerin nasıl çıktığını, görüntü ve seste herhangi bir sorunun olup olmadığını merak ediyordu. Durumu İhsan Bey'e sordu. İhsan Bey, bir anda katıla katıla gülmeye başladı. Nizamettin Nazif neden güldüğünü sorunca ona şöyle dedi: "İstanbul'da stüdyoda film yıkandıktan sonra Nâzım Hikmet'le Ertuğrul Muhsin tetkike başlamışlar. Muhsin demiş ki ‘Canım, makineyi hep aynı yerde tutmuşlar. Atatürk'ün simasını başka taraflardan da alsalar, olmaz mıydı sanki?’ Nâzım da demiş ki ‘Belki Reis-i Cumhurun karşısında fazla hareketler yapmaktan çekindiler. Fakat ses daha iyi regle edilebilirdi.’İşte bu sırada film Gazi'nin tam o son hiddetine rastlamış. Perdede sakin ve vakur bir nutkunu söyleyen Reis-i Cumhur birden bire tavrını değiştirip ‘Biz burada komedya mı oynuyoruz? Çekiliniz, yıkılınız’ diye bağırmaya başlayınca ne olduğunu birden bire kestirememişler: ‘Eyvah, canlandı, bize bağırıyor,’diyerek can havliyle karanlık salondan dışarıya fırlamışlar."
Sayfa 124 - “Bir Millet Uyanıyor” film montajıKitabı okudu
Bazna (Cicero), Almanlara sızdırdığı belgeler karşılığında Papen'den toplam üçyüzbin siterlinlik bir servet kazandı. Ancak paralar sahteydi ve Bazna, bu gerçeği Rio'ya yerleşip yeni bir hayat kurduğunda anlayacaktı. İçine düştüğü bu durumdan Stern dergisine sattığı anılarıyla kurtulur gibi olacak ancak 1970 yılında Münih'te 66 yaşında yoksul bir gece bekçisi olarak yaşamını yitirecekti.
Sayfa 294Kitabı okudu
Sinemanın, icadından itibaren, sahip olduğu yapısal ve anlatımsal özelliklerinin kitleler üzerindeki etkisi, bu sanatın bir düşünceyi, öğretiyi, ideolojiyi ve inancı, yayma, benimsetme ve kamuoyu oluşturmada etkili bir propaganda aracı olabileceğini gösterdi.
Sayfa 37 - Phoenix YayıneviKitabı okudu
İpek film, Muhsin Ertuğrul ve Şehir Tiyatrosu oyuncularına duyulan tepki, Türk sinemasında yepyeni bir dönemi başlattı.
74 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.