Ali Özuyar

Gazi’nin Sineması author
Author
8.7/10
14 People
50
Reads
4
Likes
1,832
Views

Ali Özuyar Quotes

You can find Ali Özuyar quotes, Ali Özuyar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
23 Nisan - 8 Mayıs 1935 tarihleri arasında Almanya'yı ziyaret eden Ahmet Şükrü Esmer (Milliyet), Abidin Daver (Cumhuriyet), Asım Us (Vakit) ve matbuat umum müdürlüğü'nden Burhan Belge'den oluşan Türk basın heyetine, faşist Alman propagandasının en etkili filmlerinden biri olan "İradenin Zaferi" (Triumph des Willens) filmi izlettirilmişti. Zekice kurgulanmış bu filmden etkilenmemek pekte mümkün değildi.
HA-KA FILM YAPIMCILIĞA BAŞLIYOR 1930'lu yılların başlarında İpekçiler Türk sinema sektöründe güçlü bir tekel kurmuşlardı. Film yapımı, seslendirme, teknolojik yenilikler ve yatırım konularında mücadele edebilecekleri bir ra- kipleri yoktu. Darülbedayi'nin (Istanbul Şehir Tiyatrosu) yöneticisi clan Muhsin Ertuğrul ve onun emrinden çıkmayan kurum oyun- cuları da onlarla çalışıyorlardı. İpekçiler, Nisan 1932'de Nişantaşı Vali Konağı Caddesi'nde Türkiye'nin ilk sesli film stüdyosunu (Ipek Film Stüdyosu) kurmuşlar ve aynı yıl içerisinde, aktualite ve jurnal olarak da bilinen haber filmlerinin yapımına başlamışlardı." Jurnal filmler bu tarihlerde oldukça revaçtaydı; birçok sinemada ana programlara ilave olarak Paramount, Foxs, Eclair ve UFA yapı jurnaller gösteriliyordu. Türk seyircisi ülkesinde yaşanan kimi laylan bu şirketlerin jurnal filmlerinden öğreniyordu. İpekçiler de sesli film stüdyolarımı kurduktan birkaç ay sonra Ipek Film Gazetesi adryla jurnal film yapımına başlamışlardı" "Türk Sinemacılığının Fevkalade Bir Muvaffakiyeti! Meclis Reisi Kazım Pş. Hz. Ile muhte rem Başvekilimiz Ismet Ps. Hz.nin Iran Hariciye Nazın Frugi Han le Ankara'daki mülakatları birinci defa olmak üzere ve fevkalade bir surette sesli sinemaya alınmıştır. Hem kendilerini görmek hem nutuklanını dinlemek için bu akşamdan itibaren Elhamra ve Melek Sinemalarına gidiniz
Sayfa 55
Reklam
Onun (Cicero'nun) hayali, ünlü bir opera sanatçısı olmaktı. Hatta bu konuda Ankara Konservatuarı'nın Şan bölümüne kayıt dahi yaptırmıştı. (...) büyük servet sahibi olma arzusu, belkide babasının ölümünden sorumlu tuttuğu İngilizlere nefretinden, artık casusluk yapmaya, İngilizlerden elde edeceği gizli bilgileri Almanlara satmaya karar vermişti.
Sayfa 292Kitabı okudu
Vatan Gazetesinin Chaplin'in Hitler'i alaya alan bu sözlerine yer vermesi, Ankara'da Alman büyük elçisi Papen tarafından protesto edildi. Protesto, Türk hükümeti üzerinde etkisini hemen gösterdi. Vatan gazetesi 9 Aralık 1942 tarihinden 7 Şubat 1943 tarihine kadar iki ay süresince kapatıldı.
"Bir Millet Uyanıyor filminin çekimleri, Ankara'dakiler de dahil olmak üzere, 1932 yılının sonbaharında tamamlandı. Gazi ile Kazım [Özalp] Paşa'nın ilk ve son kez bir oyuncu gibi kamera karşısına geçip kendilerini oynadıkları sahneler, büyük zafere ait gerçek görüntülerle birlikte, filmin son sekansında kullanıldı."
Sayfa 125 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"1930'lu yıllarda yabancı film şirketlerinin Gazi'ye ve Türkiye'ye karşı müthiş bir ilgisi vardı. Her yıl, Türk büyük elçileri aracılığıyla, birçok film teklifi Çankaya Köşkü'ne iletiliyordu."
Sayfa 113 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İpek film, Muhsin Ertuğrul ve Şehir Tiyatrosu oyuncularına duyulan tepki, Türk sinemasında yepyeni bir dönemi başlattı.
“Sinema öyle bir keşiftir ki bir gün gelecek, barutun, elektriğin ve kıtaların keşfinden çok dünya medeniyetinin vechesini değiştireceği görülecektir. Sinema, dünyanın en uzak uçlarında oturan insanların birbirlerini tanımalarını, sevmelerini temin edecektir. Sinema insanlar arasındaki görüş, düşünüş farklarını silecek, insanlık idealinin tahakkukuna en büyük yardımı yapacaktır. Sinemaya layık olduğu ehemmiyeti vermeliyiz."
İstanbul Senfonisi, Nâzım Hikmet'in 1934 yılında İpek Film hesabına çekmiş olduğu belgesel nitelikli bir tanıtım filmiydi. Dönemin tanıklarından olan Memet Fuat anılarında bu film hakkında şöyle diyordu: "İstanbul kentini, kentteki çağdaş yaşamı yansıtmak amacını güden bu kısa belgesel çeşitli semtlerde çekilmişti. Bir iki sahnede ablam ve ben de görünüyorduk. Ben dedemin bahçesinde kovalamaca oynarken bir topla ağacın arkasından koşarak çıkıyordum, sonra Mithat Paşa'nın bahçesinde pingpong oynayanları izliyordum. Ablamı ise salıncakta, bir de Kalamış'ta yelkenli kayığın içinde çekmişlerdi. Daha uzun süre göründüğünden onu biraz kıskanmış, ama hiç belli etmemiştim. Bu film için Mesut Cemil'in özel olarak bestelediği şarkıları Münir Nurettin söylemişti. Şarkı sözleri [Martılar ah eder, çırparlar kanat] ise Nâzım'ındı. Nedense bu ortaya vurulmuyor, sözler de Mesut Cemil'inmiş gibi davranılıyordu. Sanırım kolaylıkla yaptığı bu işleri şairliğinden uzak tutmak istiyordu.”
Çankaya Köşkü’nde SinemaKitabı okudu
Gazi'nin komedi filmlerine olan ilgisi herkesçe malumdu ve gönderilen filmler içerisinde de bu türün popüler nitelikli örnekleri sıklıkla yer alıyordu. 1930'lu yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Amerikalı komedyenlerin filmleri revaçtaydı. Marx Brothers (Üç Ahbap Çavuşlar), Eddie Cantor (Balıkçı Osman) ve Laurel-Hardy'nin filmleri büyük ilgi görüyordu. Türkiye'de bu ilgiyi katbekat artıran en önemli unsur ise Ferdi Tayfur'un yaptığı eşsiz seslendirmelerdi. "Fitaş'ın ithal ettiği filmler arasında meşhur Lorel Hardy'ler, Max Brothers filmleri (Üç Ahbap Çavuşlar adıyla oynayan filmde Ferdi Tayfur bunları halkımıza Arşak Palabıyıkyan, Dilsiz ve Torik diye takdim etti), üç dört adet Eddie Cantor (Balıkçı Osman), İncili Çavuş ve Ali Baba gibi komedi filmleri vardı. Ferdi Tayfur bu filmleri hiçbir zaman diyalog listelerine sadık kalarak Türkçeleştirmedi. Diyalog listesindeki cümle ne olursa olsun, Ferdi Tayfur onu güncel bir espri haline getirir, bir anda halkın seviyesine indiriverirdi. Devamlı bir şekilde kendinden bir şeyler katarak, bunları Türk insanının seveceği esprilerle süsleyerek ve tipleri adeta bizim insanımız haline getirerek canlandırırdı. (...) Arşak Palabıyıkyan'ı bir Türk delikanlısı, sanki kendi mahallesindeki Ermeni arkadaşıymış gibi seyrediyordu. Ferdi Tayfur, Groucho Marx'ı Türkleştirmişti sanki.”
Sayfa 24 - Çankaya Köşkü’nde SinemaKitabı okudu
74 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.