Kitapta aslen türk olan bir yazar ile bir sosyoloji öğrencisi arasında geçmektedir.
Konusu itibariyle eski Türkiye Cumhuriyeti güya bölünmüş ve Anadolu Birleşik Devletleri haline gelmiştir. Neden bölündük? konusunu işlerken inanılmaz derecede kemalist proganda yağılmıştır. Zira Türkiye Cumhuriyeti güya 10 Kasım 1938'den itibaren hep kötü yönetilmiş ve bu kötü yönetim bölünmeyi getirmiştir.
Bununla birlikte TSK (sözüm ona) Atatürkçü çizgiden kaymış ve Cumhuriyetin bekçiliğini layıkıyla yapmadığı için söz konusu bölünmeler yaşanmış!
(Ben açıkçası burada ordu gerektiğinde darbe yapmadı demeye getirildiğini düşünüyorum).
He tabi bazı eleştiriler makul; Ordunun ve Yargının siyasallaşmasının da etkili olduğu söyleniyor ki bu konuda haklı olduğunu düşünüyorum.