"Beni yanlış evlerde aradılar; süt dökmüş kedilerin,
kapısı kilitli dağların yamacında. Gereğinden fazla süren suskunluğun eşiğindeydim oysa.
Ayna,
Beni yanlış öptüler aslında."
Boşuna mı tüm çocuklar kuşku duyar yaşadığından
Bir düşün; beni çok severmiş gibi yap kendine karşı
Bir düşün; yaşken eğilen ağaçlar nasıl yeşertsin bir aşkı
ÇOK CİRKİNİZ SEVGİLİM ÇOK; EN COKTA SABAHA KARŞI.
Kara Şiir Antolojisi |
(s. 87-91)
TAŞ YAĞMURU şiiri üzerine:
G. Karia Kurşun, sen kimsin ve nasıl böyle muhteşem bir şiir yazdın?
Tekrar tekrar... tekrar tekrar okumak istiyorum.
Ya da... ya da sadece ilk okuyuşumdaki hislerimle hatırlamak bu şiiri.
Muhteşemdi. Tek kelimeyle.
belki yine seviyordur diye bir papatya kopartıyorum
yapraklarını yoluyorum, çiğniyorum, zıplıyorum üstünde
nasıldı bu fal, yani nasıl açılırdı bir kapının kilidi
anahtarı deliğe sokmadan önce...
Kara Şiir Antolojisi |
Güzel fikir, güzel kitap, iyi şiirler... lakiiin, bir şiir okuyorum o kadar güzel oluyor ki kitabı kapatıp onu sindirmem gerekiyor ve bir şiir daha okuyorum o kadar korkunç oluyor ki yine kitabı kapatıp bu sefer de bunu sindirmem gerekiyor.
Yani kısaca bu kitap bitmez.
"solmuş bir çiçek kadar erdemlisin
sevişirken
kırılgan ve biraz hafif
bir tüy süzülüyor gözlerinin önünden
zirveye düşer gibi ölüyorsun aniden
aniden paslı bir maymuncukla açılıyor
yüz yıllık kapın
tastamam uyuyor deliğe ayna
çünkü yüzün yansıyor ıskalanmış aşklara
katili bulunana dek her ceset masumdur"
Belki seni severim umurumdasın
Yalnızsın, yaralısın, sarışınsın
Bir kedi yavrusunun damdan düşüşü
kadarsın, ılıksın, suçlusun
Çocuklar kızmazlar bana gidersem
Susarlar derslerde -bu iyi- denklem çözmezler
Fatih istanbul’u alır mı bilmem
Ama maveraünnehir dökülmez!
Önce ben öperim gizli yerlerinden
Sıcak yerlerinden, buruk yerlerinden, korkak yerlerinden
Sonra bütün mahalle öper umurumdasın
Çocuklar kızmazlar bana dönersem
Nasılsa maveraünnehir dökülmez!
Bileyciler, çingeneler, teneke tamircileri…
Her sözcük bir mermi gibidir bana
Bir kadını bir kadın gibi izinsiz sevemem
Belki umurumdasın evet umurumdasın
Bir yaprak düşer yere; çıt. işte sonbahar
gibisin, ıslaksın, çok uzaktasın
Cebime tıktığım kuşlar çok üşüyor
Geriye sayacağım söz veriyorum, vurmayın
Vurmayın kuşlarım ağlıyor, geriye sayacağım
Anne, hangi sayıdan başlayacağım?
' yüzüme sevgi dolu
bakarken canımı acıtıyorsun, sokaklar tekin değil
kuytu bir köşe bile bırakmadılar bize
rasgele işlenen cinayette tek ipucu sözlerin
onlar da konuştukça kusmuk gibi dilinde '
...
doldur içine acemi bir rüzgarı,yutkundukça
uçurumlar doğursun sana, düşerken tutunacak
dallar doğursun, ufalanmış taşlar
yosunlu aşklar, ilahi bir silah sesi doğursun
kabuğunu soy yaramın, bir yüzük gibi dola
tetiğe dokunan parmağına