Alacakları geri bildirimin, canlarını acıtacağını bildikleri için kırgınlıklarıyla kişiliklerini ayrı yerlere koyuyorlardı. Başkalarının kırıcı sözlerinin, kimliklerine dikte etmesine izin vermiyorlardı.
İyi niyetli arkadaşlar da bu yangını körükleyebilir. İşler yolunda gitmediği zaman, "Aman tatlım! İnsanların dediğine bir an bile takılma! Başkalarının hiçbir önemi yok. Tahriklere kapılma, bebeğim, tahriklere kapılma!" diyebilirler.
Fakat sorun şu ki, bu kadınlar aslında onları umursuyor. Umursuyor ve çok kırılıyor. Ayrılıklar can yakıyor, kalpleri kırılıyor ve kendilerini çok berbat hissediyorlar. Zamanlarını ve enerjilerini sırf takmamaya değil, bir de kendilerini ve başka herkesi takmadıklarına inandırmaya harcıyorlar. Acayip yorucu!