Her şey değişir. Hiçbir şey aynı kalmaz. Her dost er ya da geç bana ihanet eder ve her düşman, bir sevgili ya da bir dost olur ama değişmeyen tek şey şudur: Ben asla pes etmem. Pes edemem. Ben Batman'im. Şehri korurum. İnsanları kurtarırım. Suçları araştırırım. Masumları korurum. Suçluları cezalandırırım. Ve anlıyorum yani gerçekten anlıyorum. Batman'in hikayesinin sonu, o öldü. Çünkü sonuç olarak Batman ölür. Daha başka ne yapacaktım ki? Emekli olup golf mu oynayacaktım? Bu işler böyle olmuyor. Olamaz. Ölene kadar savaşacağım ve bir gün öleceğim. Ama o zamana kadar savaşacağım.
"Ben öldüm mü?"
"Henüz değil."
"Sen ölüm müsün?"
"Ölümün bir kişi olduğunu sanmıyorum Bruce."
"Öyleyse bana kim olduğunu söyle. Bana neler olduğunu olup bittiğini söyle."
"Sen dünyanın en büyük dedektifisin Bruce. Neden kendin çözmüyorsun?"
Öğrendiğim şey şu; hikaye ne olursa olsun bazı şeyler asla değişmez. Çünkü benden bahsetmediklerinde bile benden bahsediyorlar. Çünkü Batman'den bahsediyorlar. Batman taviz vermez. Bu şehri güvende tutuyorum... Şehir sadece bir kişi için bile daha güvenli olacak olsa da... Ve ben hiçbir zaman yenilgiyi kabul etmem ya da pes etmem. Bazen savaşırken ölürüm. Bazen muazzam şekilde, cesurca, şehri onu yok edecek bir şeyden kurtarırken ölürüm. Bazen küçük, ironik, göze çarpmayan bir ölümdür, bir çocuğu yangından kurtarırken ölürüm ya da korkmuş bir yankesiciyi yere devirirken.
Bazen savaşırken ölürüm. Bazen muazzam şekilde, cesurca, şehri onu yok edecek bir şeyden kurtarırken ölürüm. Bazen küçük, ironik, göze çarpmayan bir ölümdür... Bir çocuğu yangından kurtarırken ölürüm ya da korkmuş bir yankesiciyi yere devirirken.
Joe Chill:
- Taktığın inci kolyeyi alacağım bayan!
Thomas Wayne:
- Ondan uzak dur...
(Batman)
"LÜTFEN. Ondan uzak dur.
Sadece bu seferlik. Arkanı dön, boşver gitsin."