Yalnız şunları söylemeden edemeyeceğim:
"Savaş nedir?"
"Barış nedir?"
"Barışı savunmak için o korkunç atom bombası gerekli mi?"
"İnsanlıkla bilim niye aynı hızla ilerlemiyor?"
Çözülmemiş bu sorular kalbimi için için kemirip gidiyorlar.
15 Ağustos'ta Japonya nihayet yenik düştü. İstasyonun önü dilenciyle doluydu. Orada burada hırsızlar, eşkıyalar türedi. Şehrimiz güvenle yaşanabilecek bir er olmaktan çıkmıştı.
Bütün bunların sebebi neydi? Savaş! Savaş olmasa bu sefil insanlar türemez, dünya daha bir barış yeri olurdu. Yeni Anayasa'da savaş her haliyle kötülendi. Ne var ki, ülkemizle başka bir ülke arasında savaş olmasa bile, Japonya içinde aynı cinsten insanlar arasında bir savaş sürüp gitmekte. Böyle oldukça barışçı bir ülke olabilir miyiz? Barışçı bir ülke kurabilmemiz için bence her şeyden önce birbirimize karşı anlayışlı olmalıyız.
Dr Arata Osada tarafından yazılan, 6 Ağustos 1945 sabahı, Hiroşima'ya atılan atom bombasının çocuklar üzerindeki etkilerinin incelendiği bir kitaptır.
Atom bombasının atıldığı gün Hiroşima’da bulunan çocuklardan o güne dair anılarını istemiştir. Yaklaşık, 2000 civarı gelen mektuptan bir kısmının derlendiği kitapta, akıllara durgunluk verecek
Yazar kitapta, 6 Ağustos 1945'te Hiroşima'ya atılan atom bombası ile değişen hayatların iz düşümünü anlatıyor.
Hiroşima Üniversitesi Rektörü Dr. Osada iki binden çok çocuktan 6 Ağustos 1945 gününü 1951 senesinde yani olaydan altı sene sonra istemiş. İçlerinden altmış beşi bir kitapta yayınlanmış. Türkçeye çevrilen bu kitapta ise yirmibeş anı bulunmakta.
Kitabın önsözünde B. Russell: "Hem çok değerli hem de dayanılmayacak kadar acı bir kitap bu," diyor filozof.
Bugünün dünyasında ise; bir milyon atom bombası olduğu varsayılıyor, devletlerin ellerinde.
Vaktiniz olursa ve savaşın acı yüzünü görmek isterseniz okumanızı tavsiye ederim.
Her zaman dediğim gibi okuyup okumamak tamamen sizin kendi keyfiyetinize kalmış bir durum.
İyi okumalar.
Zalim Amerika ilk atom bombasını Hiroşima'ya attıktan sonra savaşı kazanabiliyordu. Ama zalim Amerika Nagazaki deki tüm canlıları yok etti.
Çok acıklı bir mektuplar serisi.
Nasıl mahvolduklarını tek tek anlatıyor.
Bu zalim Amerika nasıl oluyor da insan haklarından bahsedebiliyor?