Osmanlı insanının kadere bakışını Comte de Marsigli şöyle tespit eder:
“Her birinin kendi haline göre kaderin aksiliklerine tahammül etmesi bakımından Türklerin hiçbir millet içinde emsali yoktur.”
Hepimiz bir gün mezarlarımıza gideceğiz, dansın ahlakı gereğince, savaşmak, tekmelemek ve gereksiz yere çığlık atmak gibi abartılı hareketler yerine dans etmek en iyisidir.
"Cennetin, denizlerin ve yeraltının safran renkli örtülü tanrıçası,
Kabirlerde ölümün ruhlarıyla büyük gizemlerin sahibi,
Perses'in kızı, geyiklerin arasında coşan, yaban hayatın ve el değmemiş doğanın aşkı olan,
Geceden gelen, köpeklerin koruyucusu, fethedilmez ve yenilmez kraliçe,
Korkutucu bir ses ile kükreyen, ilgi uyandıran çehreye sahip olan,
Boğaların baş tanrıçası, dünyaların gizemli anahtarlarının sahibesi,
Gençliği büyütüp besleyen, dağlarda gezen peri, hükümdar tanrıça."
Tüm sayı bir tema üzerinden oluşmuştu, bu benim için okumayı biraz zorlaştırdı. Belki de farklı konularla derlenen dergilere alıştığım içindir. Ancak bilgiler, görseller oldukça güzel. Sanat Tarihi, Arkeoloji vs. ilgilileri için çok kıymetli sayılara sahip bir dergi. Ülkemizde çok az olan sanat dergilerinin artmasını diliyorum ve destekliyorum.
Uzun zamandır ilgimi çekecek bir dergi bulup takip etmek istiyordum. Bir gün karşıma bu dergi çıkınca bu fırsatı hemen değerlendirip iki sayısını aldım. En ilgimi çeken 13. sayısını okuyup bitirdim. Bu sayı antik çağlardaki gizemli kültlerle ilgiliydi. Hekate, Isis, Demeter ve Dionysos gibi bazı tanrı ve tanrıçalara olan inançlar hakkında bilgiler içeriyor.
Dergi hem bilgi hem görsel açısından oldukça doyurucu. Bilgi kalabalığı yok yani çok yormuyor. Hoş vakit geçirmek icin ideal. Aynı zamanda ilginizin olduğu alanlarsa çok güzel bilgiler edinebilirsiniz. Ek olarak kaynakça listesinin özenli bir şekilde her konu sonunda verilmiş olması da çok işime yaradı.
21. yy insanlar ölümün farkıdalar fakat hayatımız o kadar karmaşık ki ölümü unutabiliyoruz. Peki eskiden nasıldı? İnsanlar öldüklerinde kalanlar ne yapıyordu. Peki insanlar ölmeden önce ölüme karşı nasıl yaklaşıyordu? ölüme karşı ne hissediyorlardı? Yaklaşık 2.5 milyon yıllık insanlık tarihinde sadece 150.000 yıldır ölüm bilinci var. İlk kez neanderthal insanının başlattığı inanç Antik Mısırda, Vikinlglerde, Hititlerde, Bizansta hepsinde farklı bir şekilde gelişti ve yayıldı. Tarih boyunca ölüm ve ritüeli merak eden herkese derginin bu sayısını öneririm. Derginin yanında gönderilen ayraçında konuyla alakalı olması ayrıca beni mutlu etti. Benzer kaynak önerileriniz varsa beklerim.