İlk Kahve
Kahveyi ve yararlarını ilk belirleyen kişi, ünlü bilgin İbni Sina'dır. İbni Sina, M.S. 1000 yılında kahveyi keşfetti ve ona Bunc adını verdi. Bu isim Etopya 'da hâlâ kullanılmaktadır.
İlk Sabun
Mezopotamya'da MÖ 3000 bin yılından kalma kil tabletlerde, potasyum ve yağla karıştırılarak elde edilen bir maddeden söz edilmektedir. MÖ 1500'e ait Ebers Papirüsinde, Mısırlıların hayvan ve sebze yağları ile alkalinli tuzdan elde edilen sabuna benzer bir maddeyle yıkandıkları belirtilmektedir.
Eskilerden kalma bir Roma inanışına göre, sabunu ilk defa kadınlar keşfetmiştir. Hayvanların kurban edildiği Sapo Dağı'nın kıyısında bulunan Tiber Nehri'nde çamaşırlarını yıkayan kadınlar, çamaşırlarını daha çabuk temizlediklerini fark ederler. Çünkü hayvanların kurban edildiği Sapo Dağı'ndan Tiber Nehri'ne, yağmurla birlikte hayvan yağları ve odun külleri karışmaktaydı. İngiltere'nin eski halklarından Keltlerde, hayvansal yağlar ve bitki küllerinden ürettikleri sabuna "Saipo" adını verdiler. Bu sözcük daha sonra "Soap" olarak değiştirilmiştir.
İlk Çikolata
Yaklaşık 4000 yıl önce, Honduraslı yerliler kakao çekirdeklerinden bir içecek ürettiler ve bu çikolatanın keşfi demekti. Etimoloji uzmanları çikolata kelimesinin, Aztek dilindeki "xocolatl" kelimesinden geldiğini belirtmektedirler. Kelimenin sonundaki "atl" kısmı "su" veya "içecek" anlamına gelmektedir. " Xocol" kısmı için ise üç farklı açıklama bulunmaktadır; kakao çekirdeklerinden gürültülü bir şekilde havanda dövülmesinden dolayı "gürültü" anlamına geldiğini düşünen etimologların yanı sıra, "acı" ya da "sıcak" anlamında kullanılığı da söylenmektedir.
Çikolata soğuk ve acı bir içecek olarak özel günlerde ve dini ritüellerde kullanılmaktadır. Aztek ve Mayalar kakaoyu ticaretin baş aktör de yaptılar. Kakao çekirdeğinin değerinden dolayı alışverişlerinde para yerine kakao kullandılar.
Aztek mitolojisine göre kakao ağacı, cennette yetişen "İyilik ve kötülük ağacının" yeryüzündeki temsilcisiydi. Çikolatanın Kristof Kolomb'un keşif gezisinde fark edilip, İspanyollar tarafından önce Avrupa'ya, oradan da dünyaya yayılması ise 16. yüzyılda gerçekleşmiştir.
‘Tarihin İlkleri ve Enleri’
Dünyadaki ilkler, Türkiye’deki ilkler ve enlerin olduğu kitap tam bir başucu kitabı. Roman gibi alınıp okunabilecek bir kitap değil, bu kadar bilgiyi akılda tutmak pek mümkün değil. Genel kültür anlamında çok kapsamlı bu kitabı alıp evinizde bulundurup, arada açıp okuyarak fikir sahibi olabilirsiniz. Ben beğendim. Sizlere de tavsiye ederim. 10/10