Arminius Vambery

Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi yazarı
Yazar
8.1/10
39 Kişi
203
Okunma
16
Beğeni
3.026
Görüntülenme

Arminius Vambery Gönderileri

Arminius Vambery kitaplarını, Arminius Vambery sözleri ve alıntılarını, Arminius Vambery yazarlarını, Arminius Vambery yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türk Islahatları ve Umumi Bir Savaşın Tehlikeleri
Çünkü bu ülke, çeşitliliğini yanı sıra özellikle Asya'da daha yaygın olan dini fanatizmden de mustariptir. Fakat ıslahatları felce uğratan ve Türkiye'nin toparlanmasını engelleyen İslam değildir, genel olarak dinin ta kendisidir.
Bir kıyafetin kesiminde ya da renginde yapılacak bir değişiklik, yeni bir başlık şeklinin benimsenmesi ya da modern bir bilim dalının sunulması, İslâm dünyasında daima öfke ve muhalefet oluşturmuştur. Nitekim Sultan Mahmud, yeniçerilerin kanına işlemiş Türklere özgü reform karşıtlığını bastırmak zorunda kalmıştı, hatta Hristiyan Rusya, ancak reformları reddeden streltzilerin üst üste yığılmış cesetleri üzerinden geçerek yenileşme faaliyetini gerçekleştirmişti. İran'da Nâsırüddin Şah, bu yönde en küçük adımı atmaya bile cesaret edememişti. Mısır'da [Kavalalı] Mehmed Ali Paşa'nın reformları, Memlûkların toplu bir şekilde öldürülmelerine neden olmuştu. Her zaman ve her yerde Müslümanlar, brahmanlar ve budistler arasında yeniliklerden nefret edilip iğrenilmiş fakat bu hakikate rağmen bir avuç dolusu İngiliz, çok da şiddet içeren olaylar olmaksızın, Doğu'nun siyasi, içtimai ve etnik koşullarında oldukça sıradışı dönüşümlere imza atmışlardı.
Sayfa 142 - SELENGE YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Hindistan'ın mütemâdiyen mâruz kaldığı ardı arkası kesildığımızda, ayrıca ülkeyi kuzeyden işgal eden yağma düşkünü yabancı maceraperestlerin etnik ve dinî tuhaflıklarını hesaba kattığımızda, Hindistan yerlilerinin Hristiyan Batı'dan gelen yabancı işgalcilerin sahneye çıkmasına bu kadar az şaşırması, abartılacak bir şey değildir. Kuzeyden gelen fâtihler, öldürüp yok etmek için gelirlerdi; yolları üzerinde ne varsa soyarlar, öldürürler ve yağmalarlardı. Fakat daha sonra Frengî diye adlandırılacak Batılılar, sahneye ilk defa bir yerden başka bir yere giden ve Doğu'nun doğal ürünlerini yerli halkın imal ettiği ürünlerle değiştiren barışçıl tüccarlar kisvesiyle çıktılar. Dolayısıyla ilk başlarda yerlilerin yabancı tüccarlara karşı özellikle düşmanca bir tavır sergilemelerini gerektirecek bir şey yoktu, zâten ilk dönemlerde böyle bir tavır da gelişmedi.
Sayfa 129 - SELENGE YAYINLARIKitabı okudu
Ortaya çıkan ilk soru şudur: Niçin buraya ilk defa gelen Portekiz, Hollanda ya da Fransa değil de İngiltere buradaki faaliyetlerinde böyle bir başarı yakaladı? Cevaben şunu vurgulamak gerekir ki milli karakterleri, Mağribî fetihleri dönemine dayanak Portekizliler, Hindistan'a tüccar niyetiyle değil de soyguncu-şövalye ve Haçlı sıfatlarıyla ve zihniyetiyle gelmişlerdi, ayrıca kendi inançlarından olmayan herkese, Portekiz'in ve [Hz.] İsa'nın düşmanları nazarıyla bakıyorlardı. Bunların Hindistan'daki tutumu, fanatizmi ve vahşeti simgeliyordu ki bu durum, Pizarro ile Cortes'in Amerika'daki faaliyetlerini bile töhmet altında bırakıyordu. Dahası, Hindistan ticareti, Portekiz kraliyet ailesinin tekelindeydi; bunların yetkilileri, şahsî ihtiras saikleriyle yerli halka mümkün olan her şekilde kötü muamelede bulunup baskı yaptı. Hristiyan Katolik misyonerler, kilisenin hizmetinde en acımasız tedbirleri almakta tereddüt etmediler; zira bu dindar şahıslar, fakir Hinduların ruhlarından ziyade hazineleriyle ilgileniyordu.
Sayfa 117 - SELENGE YAYINLARIKitabı okudu
Vasco de Gama, Ümit Burnu'nun etrafından dolaşmayı ba şardıktan sonra ve 1498 yılının Mayıs ayında Kalküta'ya ulaştığında, Doğu Hint Adaları'nın zengin hazinelerine dair hârika haberler hızla yayılmaya başladı. Her ne kadar Portekizliler neredeyse 100 yıl boyunca Hindistan sahil topraklarının yegâne hâkimleri olarak kaldılarsa da zenginlik ve macera, diğer denizci devletleri de kışkırtmaya başladı. On yedinci yüzyılın en büyük donanma gücüne sahip Hollanda, Portekiz tekelini kıran ilk ülke oldu. On yedinci yüzyılın ilk yarısında Hindistan'da, Seylan'da, Sumatra'da ve Basra Körfezi'nde Hollanda Doğu Hindistan Şirketi kuruldu. 1588 yılında İspanyol armadasının mağlubiyetinden sonra rahat bir nefes almaya başlayan İngiltere, diğer Batılı denizci devletlerin gerisinde kalmaya niyetli değildi.
Sayfa 116 - SELENGE YAYINLARIKitabı okudu
Moskova'nın büyük dükleri, Altın Orda boyunduruğunu kırdıktan sonra o döneme kadar işlenen hataların intikamını almaya ve kendilerine düşmanlık eden top- rakları ele geçirmeye koyuldular. Aslında bu, Doğu Hristiyanlığının İslâm'a ve Ural-Altay kabilelerinin savaşçı unsurlarına karşı başlattığı bir seferdi. Meselenin derininde, kelimenin tam anlamıyla siyasi bir hamle vardı; İngiltere'nin Doğu'ya müdahalesi özel vesilelerle, Uzak Doğu'yu keşfetmek için okyanusun aldatıcı dalgaları üzerinde kendi inisiyatifleriyle, riski üstlenerek ve toprak fethi fikrini hiç düşünmeden yelken açan bir grup tüccarın şirketi üzerinden gerçekleşiyordu.
Sayfa 115 - SELENGE YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
236 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.