8.9/10
18 Kişi
40
Okunma
17
Beğeni
3.874
Görüntülenme

En Eski Arnold Ehret Gönderileri

En Eski Arnold Ehret kitaplarını, en eski Arnold Ehret sözleri ve alıntılarını, en eski Arnold Ehret yazarlarını, en eski Arnold Ehret yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Dünya genelinde yaygın olan görüşe göre, hastalıklar insan vücuduna dışarıdan giren asalaklar (mikroplar, bakteriler, virüsler) sonucu meydana gelmektedir. Buna karşın ben, hastalık yapıcı maddelerin, yanlış ve gerekenden fazla tüketilen besinlerden ileri gelen, sindirilemeyen, vücuttan atılamayan, çürümekte olan besin maddeleri parçacıkları olduğu konusunda, kesin bir kanıya sahibim. Bu nedenle, yanlış beslenmenin tüm hastalıkların kaynağı olduğunun kesin olarak bilinmesi çok önemlidir. İnsanın hastalanmasının esas nedeni gereğinden fazla beslenme ise, durumun yeniden düzeltilmesi için bir oruç kürü zaruridir. Yaşamlarını doğada sürdüren tüm hayvanların, hastalanmaları sırasında kendilerini yiyecekten mahrum ederek iyileştirdikleri, bilinen bir gerçektir."
Sayfa 34
"Doğa'nın emri yerine getirildiği sürece, yani iştah kesildiği an beslenmeye ara verilirse, hiçbir ateşli, akut hastalığın sonu ölümle sonuçlanmaz."
Sayfa 96
Reklam
Bütün deneyleri hastalarıma uygulamadan önce kendi üzerimde denedim. Sağlık deneylerine, Baden-Baden şehrindeki profesörlüğüm sırasında "çaresiz" bir hastalığa yakalandığımda başlamıştım. Sağlığıma yeniden kavuşana kadar, yaşadığım ilginç serüven, bana Doğa'nın temel yasalarını öğretti. Vücudumun arınmış haldeyken normalleştiğini öğrendim, yani zehirli atık maddelerini dışarı attığı ve doğru besinle beslendiği zaman. Bütün yanlış anlaşılmaların anahtar sözcüğü "mukustur." Ben yaptığım deneylerle günümüz insanına yeni bir yaşamın sunulabileceğini kanıtladım; bu yeni yaşamın "sihirli değneği", mukussuz besinin yanı sıra doğru uygulanan oruç yöntemidir. Tıbbi adı veya eşlik eden belirtileri ne olursa olsun, bütün hastalıkların "yabancı madde" denilen ifrazat veya metabolizma atıklarının vücutta oluşturduğu birikimden ileri geldiğine inanıyorum. Doğa sürekli bu hastalık yapıcı atık maddeleri vücuttan dışarı atmaya çalışıyor. Benim insan vücudundaki rejenerasyon yöntemim, hayvanlar dünyasındaki içgüdüsel tedavi yöntemiyle tamamen aynı. Bugün en yaygın şekliyle geçerliliğini sürdüren, şeker ve tahıl ürünleri gibi karbonhidratlar ve hayvansal gıdalardan (et, balık, süt, yumurta) oluşan karma besin tüketimi, insan denilen kanal sistemini mukusla tıkamaya devam ediyor ve hastalıklar kaçınılmaz oluyor.
Sayfa 102
Et yedikten sonra hissettiğimiz yalancı "yaşam enerjisi", uyarıcı bir etkiden başka bir şey değildir, çünkü etin insana verebileceği hiçbir besin değeri yoktur. Atardamarlar zamanla sertleşir, çünkü duvarlarında kolesterol içeren atıklar oluşmuştur. Atıklar gittikçe çoğalır ve günün birinde damarlar kireçlenmiş ve sertleşmiş olur. Bunun sonucu olarak sıkça ortaya konan durum, yüksek tansiyondur. Damar sertliği, başlıca ölüm sebepleri arasında yer almaktadır. Kalp krizi, eklem iltihabı ve yaşlılık hastalıkları denilen hastalıklar hep bu atık birikiminden ileri gelmektedir.
Sayfa 107
Herkesin, kendisini “sağlıklı” sanan her insanın gizli bir hastalığı vardır ve doğa, çocukluktan bu yana birikmiş olan atığı dışarı atmak için sadece uygun zamanı bekler. Soğuk algınlığı veya “Grip” gibi ciddi bir “şokun”, vücudun boşaltım yapabilmesi için bir başlangıç olduğunu herkes bilir ama buna anlam veremez. Ne var ki, doğanın bu genel temizlik girişimi doktorun önerisiyle talihsizce engellenir. Böylece hasta yemek yemeye ve ilaç almaya devam eder. Ama bu sadece boşaltımı engelleyerek akut ve kronik rahatsızlıklara neden olur.
Sayfa 85
Günümüzün bilginleri öylesine ileri gidiyorlar ki, insanların biyolojik olarak etoburlar sınıfına ait olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar. Oysa evrim teorisine göre insan, maymunlar sınıfına girmektedir, ki bu da onların sadece meyve ve bitki yediğini, yani otobur olduğunu gösterir.
Sayfa 108
Reklam
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.