XVIII. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren Osmanlı sisteminin, devletin içinde bulunduğuzafiyet ve bir dizi ağır askeri yenilgilerle çözülmeye ve çökmeye yüz tuttuğu bilinmekledir.Bu durum, yalnız Müslüman olmayanları değil Müslüman topluluğu da aynı derecelerdeetkilemiş ve XIX. yüzyılın başında hız kazanan ve hayati bir gereklilik arzeden, devletinyenilenme ve yeniden yapılanma girişimlerinin yarattığı sarsıntılar bir yüzyıl boyuncaetkisini toplumun her kesimine hissettirmiştir. XIX. Yüzyılda Osmanlı toplumsal yapısınınçözülmesi ve nihayet çökmesinin, Avrupa büyük devletlerinin dünyayı bölüşme ve bîrsömürge haline getirme politikalarından soyutlanmış olarak ele alınamayacağı gerçeğini,bu devletlerin Osmanlı devletinde yasayan Müslüman olmayan topluluklara karşı takipettikleri politikada izlemek mümkündür. Ermeni meselesi, imparatorluktan ayrılmayollarını bulan Balkanlardaki Rum, Sırp, Bulgar ve Romen bağımsızlık eylemlerindenfarklı bir özelliğe sahip olmamakla beraber, en nihayet Anadolu'nun da bölünmesi vepaylaşılması tehlikesini gündeme getirmiş olması yönünde, bunlardan ayırmaktadır