1972 yılında doğdu. İstanbul'da yaşıyor. Marmara Üniversitesi Diş protez Bölümü ve Anadolu Üniversitesi Halkla ilişkiler ve Tanıtım bölümünü bitirdi. Öyküleri ve yazıları Öykü Gazetesi, 14 Şubat dünyanın Öyküsü Dergisi, Öykülem, Lacivert, Roman Kahramanları, Edebiyatist, Edebiyat Nöbeti gibi dergilerde ve çeşitli fanzinlerde yayımlandı.
Önemlidir biriyle susabilmek. Herkesle susamaz insan. Sadece güvendiğin birinin yanındayken olur bu. Saatlerce tek kelime konuşmadan oturduktan sonra, "Eyvallah!" diyip kalkamazsın herkesin yanından.
İnsanın yapacak tek bir şeyinin kalmaması ne fena. Yürünecek yollar aşınmış, okunacak kitaplar bitmiş, söylenecek sözcükler tükenmiş. Aman Allah! Faruk Duman, "Bir şeylerle oyalanmalı insan. Yoksa bir iç sıkıntısı başlıyor. Bir şey aşağıdan yukarıya doğru yükseliyor. Ve boğmaya başlıyor insanı." der. Sıkıntılarınızdan kurtulacağınız bir hafta olsun sevgili okur. Var olun.
Bir süredir yeni çıkan kitapları ve bilhassa öykü kitaplarını okuyorum. Önceleri eski yapıtlar tercihimdi. Bu yüzden de yeni kitaplara ve yeni yazarlara biraz önyargılıydım. Bunu okuma grubumuz sayesinde aştım. İyi ki o grup var olmuş ve iyiki ben içinde yer almışım. Birçok güzel yazarla tanıştım sayelerinde. Arzu Bahar’da bunlardan biri.
Kayıp
Delilik
Öyküde sürekli değişen bir tablo gören adam, adama aşık ama bunu söyleyemeyen bir kadın anlatılıyor. İçten içe birbirine ihtiyaç duyan zor durumda iki dost. Okuduğum en güzel ve farklı hisler yaratan öykülerden biriydi.
Sakın Oraya Gitme
"Ölüm ve yaşam pencerenin iki tarafında yüzleşiyor"
Sokağın Başındaki Servi Ağacı
Bu öyküde karmaşık hisler yaşadım. 84 yaşında spor salonuna kayıt olmak için takım elbise giyen bir yaşlı adam. Absürt dizi senaryosu gibi bir öykü. Çok hoşuma giden de bir öykü. Sonunu gülümseyerek okudum.
Diğer öyküler ile ilgili yorum yapıp incelememi uzatmak istemiyorum. Gerçekten birbirinden güzel öyküler var. Okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar
Öykü sevebileceğimi çok düşünmemiş olabilirim. Birkaç kitabı öneri olarak almış olabilir, hatta okumuş da olabilirim; ama açıkçası bu kitabı okurken öykü kitapları hakkındaki düşüncem değişti diyebilirim. Öykülerin etkisi daha hızlı ve daha çok olabiliyor bir romana göre, bu kitapta da bu tarz öyküler mevcut. Bazılarının sonunda "he?" , bazılarında ise "aaa" derken buluyorsunuz kendinizi. Birkaç öyküsünün sonunda kendimi baya bir düşünürken buldum, nasıl yani diye :)
Kısacası, balkonda günü devirirken esen bir rüzgarla sana göz kırpan güneşe selam olsun diye okuyabileceğiniz türden bir kitap.