Axel Honneth: Çağımızın önde gelen düşünürlerinden Axel Honneth, Frankfurt’ta Goethe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde profesördür ve oradaki Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nde müdürlük görevini sürdürmektedir. Tanınma Uğruna Mücadele en önemli çalışması sayılmaktadır. Yakın tarihli diğer yapıtları arasında Das Recht der Freiheit. Grundriss einer demokratischen Sittlichkeit (2011) [Özgürlük Hakkı. Demokratik bir Etik-yaşam Taslağı] ve Das Ich im Wir. Studien zur Anerkennungstheorie (2010) [Bizdeki Ben. Tanınma Teorisi Üzerine Çalışmalar] sayılabilir.
“Tek bir kişiye göre bir halk doğaya daha yakındır; çünkü tek olan özellikle kendi ayakları üzerinde duramaz. Bu yüzden tek olan, tüm parçalara eşit olduğu bütün ile bir birlik içinde olmalıdır.”
"Ancak öznenin faaliyetlerini engelsiz ve baskı altında kalmadan kendi niyetlerine uygun biçimde yürütebildiği bir durumda, anlamlı bir bireysel özgürlükten söz edebiliriz."
Yazar Axel Honneth “ Tanınma Uğruna Mücadele” kitabını; yüksek doktora tezine konu olan Hegel ‘in “tanınma uğruna mücadele “ felsefesini, araştırıp inceleyerek günümüzdeki şeklini alması uğruna verdiği yöntem ve çabaların anlatıldığı ağır felsefi bir eserdir.
Girişte belirttiğim gibi, Hegel ‘in “ tanınma uğruna mücadele “ si, doktora tez konusu
Blanchot'tan sonra Hegel'e takmış bir günümüz düşünürü daha.
Kitabın 4 bölümünden ilk ikisinde; #leibniz 'ın 1671'deki kısa taslağı ile Fransız devriminden başlayarak John Stuart Mill, Proudhon, Schumpeter'e ve sosyalizmin kurucu babaları sayılan Robert Owen, Saint Simon ile Karl Marx'a kadar geçen dönemi fikirleri özelinde inceleniyor. Son iki bölümde ise; yazar sosyalizmin 3 önemli ön kabulünün (toplumsal özgürlükte sadece ekonomik alanın baz alınması, mutlak zafere dair tarihsel beklenti ve bir devrimci öznenin daima bulunduğu varsayımı) günümüzde geçerli olmadığını, Fransız devriminde vaat edilip gerçekleşmeyen özgürlük, eşitlik ve kardeşliğin belki bir güncelleme ile gelecekte uygulanacağını tartışır. Ona göre Yenilenmiş Sosyalizm; çıkış noktasındaki eksikliklerden kurtulup Hegel'in işlev farklılıkları ve organizma kuramıyla adapte edilerek, toplumu deneysel keşiflerle pekala ileriye doğru taşıyabilir. Bunun için sadece iktisadi alanda değil, siyasi irade oluşumu ve kişisel ilişkiler alanları ile etkileşim ulusal ve uluslararası bazda şarttır.
Günümüzde uygulanan Neoliberal politikalar altında yaşanan Vahşi kapitalizmin hepiniz farkındasınız. Adeta Fransız devrimi zamanındaki şartlara (o zaman soylular şimdi burjuva) geri döndük. Bırakın toplumsal sınıflamayı tüm kişisel ilişkilerimiz Para (kapital) ile belirleniyor. 'Tarih tekerrürden ibaret' derler ama ülkemizin en zengin burjuvalarından birinin bile bir toplantıda söylediği tek gerçek vardır artık: Bir şeyler yapmalıyız, Sosyalizm yada yeni sistem...