Huşu, insanın ibadet sırasında ilâhî azamet karşısında kulluğunun bilincinde olması sonucu ulaştığı bir haleti ruhiyedir. Aciz ve muhtaç olduğunun bilincinde olan, ilâhî azamet ve kemali derk eden ve ibadet sırasında kendini her şeyi bilen ve eşsiz bir yaratıcının karşısında gören insanın kalbi
huşuyla dolar. Bu durumda insanın kalbi her şeyden sıyrılarak sadece büyük ve yüce Allah'a yönelir, böyle bir insanın bakışları manalı olur, yüreği yumuşayıverir. Artık onun için her şey O olur, ve Allah Teala'dan başka her şey gözünde küçülür, etrafındaki her şeyi O'nun bir cilvesi olarak görür. Tüm nimetlerin O'ndan alındığını ve diğerlerinin arada, sadece bir vasıta olduğunu müşahede eder.