1991, İstanbul doğumlu. Şiir ve eleştiri yazılarını Yedi İklim, Türkiye Dil ve Edebiyat, Bir Nokta, İtibar, Kuruluş, Cins ve tetkikçi.blog gibi mecralarda yayımladı. İlk şiir kitabı “Bana Hayran Olsana”yı 2013’te, ilk eleştiri kitabı “Kanlı Canlı Şiir-Modern Türk Şiiri Üzerine Yazılar”ı 2016’da okurla buluşturdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. 29 Mayıs Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde yüksek lisans eğitimine devam etmektedir.
Bazen, İstanbul ahalisinin şehirle bağını sorgularken uzak mahallelerde Boğaziçi'ni hiç görmemiş insanlardan bahsedildiğine tanık oluruz; çünkü Boğaz'la ilişkiniz, İstanbul'la ilişkinizi değerlendirmede ilk ölçütlerden biridir.
Her şeye merakla yaklaşan, çevresindeki her şeyi ve herkesi etrafındakileri bıktırırcasına soran ve asla yetinmeksizin aldıkları her cevaba bir başka soruyla karşılık veren çocuklardan bazıları; büyüdüklerinde birer sanatkâr olarak çıkar karşımıza.
Bazılarımızın zihnindeki İstanbul haritası birkaç semtle sınırlıdır, bazılarımız bütün bir şehri bilir de hemen evinin arka sokağına hiç adımını atmamıştır. (...) Filmlerden gördüğümüz, kartpostallardan tanıdığımız, arkadaşlarımızdan duyduğumuz şehrin bazı simgesel yerlerini avucumuzun içi gibi bildiğimizi hissederiz; oysa yakınından bile geçmemişizdir. Bize bunu hissettiren şehrin hafızasıdır, şehirde yaşayan herkesin hatıralarının dahil olduğu o büyük hazine; evet, hafızamız, taşıdığı sayısız hüzne karşın en büyük hazinemizdir.
"Seninle dünyamın sınırlarını yeniden genişletmek de var.
Bilmediğim topraklarda tamamen yok olmak da var
Yeterince ilerlemeyen bir şey var işte
Hatıraların geriye gitmediği yerde"
Yazar size sadece İstanbul' un tarihsel değişimini değil toplumsal değişimini de çok güzel bir üslup ile anlatıyor. Okudukça 16 yaşımda olmama rağmen bu kadar kısa sürede dahi bu kadar değişmiş olan yaşamın eskiden nasıl olduğuna olan merakım ve hasretim iyice kabardı. 16 yaşımda olmama rağmen eskilerin güler yüzlülüğünü, samimiyetini arar olduğum için bu kitap geçmişleri anlatımı ile beni biraz hüzünlerdirdi. Üstelik okudukça insanlar neden İstanbul gibi şairane bir şehri mahvetmek için bu kadar çabalıyor ya da insanlar neden bu şairane şehri korumaya çalışmıyor ? anlamadım gitti... ( bu konuda söyleyecek çok söz var ama korkarım ki devam edersem kendimi kaybederim)
Şunu söylemeliyim ki yazar İstanbul' un şairlerini de anlatmadan geçmemiş hatta kitabında bir kaç dize şiire bile yer vermiş. Bence kitap çok güzeldi, ben koyunlarımı otlatırken büyük bir zevkle okudum, çok hoşuma gitti ayrıca son olarak yazarının genç olması beni çok şaşırttı ve yeni yazarlar kazanıyor olmak mutlu etti.
İstanbul konulu okumalarım devam ederken bir öneri sonucunda tanıştım kitapla. Daha sonra da projemize dahil ettik. Kitap, İstanbul üzerine yazılmış en yoğun kitaplardan biri. Ancak bu kitabı okumak için az da olsa Türk ve Dünya Edebiyatını tanımak gerekiyor. Yazarın sıkça atıfta bulunduğu Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Nerval, Edmondo de Amicis, Gustave Flaubert gibi kalemleri ucundan kıyısından bilmek gerekiyor. Gerçi kitabı okuduktan sonra ilginizi çeken yazarla yolunuza devam da edebilirsiniz. Şahsen ben Edmondo de Amicis'in kitabını listeme ekledim bile. Kim bilir belki yeni sezonda proje ekibimle birlikte okurum. Toparlayacak olursak, kitabın anlatımını beğendim. Sade, açık ve anlaşılır bir dili var. Yer yer ünlü yazarların ünlü eserlerine de yer vermesi bize o kişiler hakkında bilgi edinme ihtiyacı veriyor. Aslında çok kısa bir zamanda okunabilecek bir eser ancak araya başka kitaplar almak zorunda olduğum için an itibariyle #okudumbitti. İstanbul ile ilgili okumayı seviyorsanız ve nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız bu kitap tam size göre. Keyifli okumalar herkese.
İstanbul'a dair, sokaklarına dair, geçmişine dair okuduğum her şeyden inanılmaz keyif alıyorum. Bu kitapla da güzel arkadaş olduk, yazarın samimiyetinden bilgisinden istifade etmek büyük şanstı :)