Kitap aktı gitti. Franz Kafka'nin Dönüşüm adlı kitabını okurken ki his vardı içimde. Hayalle gerçeklik arasında gittim geldim. Kısa eğlenceli bir kitaptı bence. Her şeyi biraz biraz anlatıp güzel bağlamış. Okunur çerezlik bir kitaptı.
Çerez kitaplar arasında yer alan incecik kısacık roman. Genç Türk yazarları okumayı pek tercih ettiğim söylenemez. 10 lira olmasa alıp okumazdım. Kafa dağıtmak için okunabilir.
Murakami ye ilham veren kedimiz Tom (baya baya yaratıcı kitap (ironi) ), Lal hanım tarafından kaçırılıyor. Hikaye bundan ibaret 3 4 farklı karakter var. Yaniii eh işte.
“Siz kaçıp kurtulun, ben oyalarım hatıraları.”
Küçük İskender
Bir küme ruhlardık biz, bu coğrafyaya aynı dönemde inip birbirimize teğet geçerken, her tür görünmez etkiyi enine boyuna alıp vermiştik .
Kurguya kaptırmış ve her şey normalmiş gibi okurken, kitapta geçen
“hem ayrıca Amerikalı diye milyonlara yedirilen bir İtalyan’la Bram Stoker’ın masasının içine kaçmış Transilvanyalı vapiresk kadını düşünürken Tarantino gelip yan masaya otursa fena mı olurdu? O çözebilirdi belki hikayenin gerisini” cümlesi ile karşılaşınca yazarın bu sıra dışılığı ,bu kadar normalleştirip,kabullendirmesine inanamadım. Tebrikler
“ Tüm o çamuru üstünden atıp Lotus gibi açabilirsen eğer, senden sonra gelen tüm yetenekli jenerasyonlar için harika bir örnek oluşturabilirsin.
Ne de olsa deneyim, tüm yeteneklerin üstünde bir cevherdir.
Bunu da biliyorsun, değil mi cherrie?”