Anam dedin, babam dedin, atam dedin bayrağa!
Hem al bayrak oldun işte hem de bayrakta al oğul!
Bağrındaki kurşunlarla çık Peygamber katına!
O mübarek avcu içre, birer birer say oğul!
Geri kalanını bilememenin içimizde uyandırdığı çaresizlik hissi ile bir ömür geçirecek zaman zaman hülyalara dalıp kendi kendimize acaba ile başlayan cümleler kuracağız. Çünkü biliyoruz ki yapılacak çok iş vardı. Yapacağı çok iş vardı.
Sinan öte dünyaya göç etti. Hayatına dokunduğu her insanda bir iz, onu seven herkeste kapanmayacak bir yara ve en çok da yarım kalmışlık hissi bıraktı. Onun hayat hikayesi tıpkı Orhan Veli’nin ceketinin cebinden çıkan ve yarısı okunamaz durumdaki şiir gibi.