1942’de Konya’da doğdu. Babası Demokrat Partili olduğu ve Yassıada günlerini yaşadığı için ailesi sıkıntılı günler geçirdi. Ted Ankara Koleji’nden sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne devam etti. Evlendi, bir yandan da Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü’nde yüksek lisans programına devam etti. İki çocuk sahibi oldu, birini bir trafik kazasında kaybetti. İlk olarak bir şiir kitabı yayımladı. Daha sonra roman ve incelemeler kaleme aldı. Yaşadığı ruhsal hastalığı, Kaçıklık Diploması adlı yaşamöyküsel romanında ele aldı. Bu roman Tunç Başaran tarafından filme alındı. Tahralı 2005’te vefat etti.
İnsanları deli eden şey nedir?
Bir insan mı?
Genleri mi?
Yoksa içinde bulunduğumuz ortam mı?
Benim delirmem için bir sebep yok demek ki. Çünkü bende hepsi var...
Kaçıklık Diploması' nı yıllar önce de okumuştum... hatta o zamanlar 1998 Tunç Başaran yönetmenliğinde bir sinema filmi vardır, izleyip etkilenmiştim... kitap da altını çizeceğiniz çok fazla satır var, filmde de sağlam replikler mevcut. Sinemaya uyarlanmış kitaplar pek tat vermez genelde ama bu kitapdan aldığınız hazzın aynısını filmde de alacağınıza inanıyorum. Puanım 10 oldu. Fazlasıyla hakkettiğini düşünüyorum.
Paşama Mektuplar, Ayşe Nil'in kendi araştırma ve incelemeleri üzerine inşa ettiği deneme-makale biçiminde yazılmış mektuplarından oluşmaktadır. Mustafa Kemal Paşa'ya yazdığı mektuplarda, Cumhuriyet'in kuruluşundan beri Atatürk ilke ve inkılaplarına belli çevrelerce maksatlı olarak saldırılmasını; içlerinin boşaltılmaya, Atatürkçülükle hiç de ilgisi bulunmayan çevrelerce insanların kafalarının karıştırılmasını ve gerçeklerin çarpıtılmaya çalşılmasını örneklerle destekleyerek anlatmaktadır. Kitapta İslam'ın, toplumsal ve siyasal düzenleyici yanı ve günümüzde bazen maksatlı, bazen de bilgisizlikten kaynaklanan yanlış yorum ve uygulamalarıyla, Mustafa Kemal'in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin toplumsal yapısı içindeki çatışma ve uyumsuzlukları sorgulanmaktadır.
Kitap içerik kadar biçim açısından da güçlü bir anlatıma sahiptir. Yazar, din ve toplum ilişkilerini "söylevi okuyup onu tanıyınca taparca bir sevgi" duyduğu Mustafa Kemal'e mektuplar biçiminde aktarıyor. Böylece çok etkili bir yöntemi kullanarak çok tartışılan bu güncel konuyu yaşadığı olaylarla birlikte okuyucuların dikkatine sunmayı başarıyor. Herkesin bir sorusunun ve birbiriyle çelişen yüzlerce cevap ve yorumun olduğu bu konuda nesnel, elle tutulur, bilimsel, aklın süzgecinden geçmiş düşünce, kanıt ve örnekler sergileyen yazar, bir solukta okunup bitirilmesi gereken bir eser ortaya koymaktadır.