Annem nerede olabilir? Nasıl kaybolur? Köyde kimse görmemiş. İhtiyarlayınca iyice küçüldü zaten.Aslında annemin bedeni birkaç şehir büyüklüğündedir. Bizim mazimizi taşıyor. Onun bedeninin içinde 20 yaşındaki annemi elindeki hortumla bahçeyi sularken, 30 yaşındaki annemi bizi terk eden babamın gömleklerini ağlayarak makasla keserken, 40 yaşındaki annemi abime
"Gidemezsin İsviçre'ye" diye bağırırken görüyorum. Vücudu, tıka basa anılarla dolu. Fakat anneme dışarıdan bakan kişi onu minnacık bir ihtiyar olarak görür.
Ben meşhur bir Anne ile babanın çocuğuyum.Başarılı ebeveynlerin çocukları silik olur. Bir şeyler ispat eden çocuklar genelde orta direk ailelerin hırslı anne babalarından doğan tiplerdir. Bu orta direkler çocukları için ellerinden geleni yaparlar. Ama bir anne yahut baba başarılıysa yani büyükse yani kocamansa aynada sadece kendini görebilir. Her konuda söyleyecek parlak kelimeleri vardır. Kendileri o kadar vakitlerini alıyordu ki, benim bir kuyuya düştüğümü görmediler. Kasti olmayan cinayet.
Ne söylesem, ne yazsam..
Her bir öykü ayrı bir yara, ayrı bir macera, ayrı bir hüzün, ayrı bir büyü..
Kitabın içindeki öykülerden çıkamıyorsunuz.Dönüp dönüp tekrar okuyor, bir iki gün aklınızda o öykü dolanıp duruyor.Iyice sindirdikten sonra tekrar okuyor ancak o zaman sıradaki öyküye geçiş yapabiliyorsunuz.
Kitap hiç bitmesin hep hayatınızda var olsun istiyorsunuz.
İçindeki cümleleri değil komple bütün öyküleri alıntı yapmak istiyorsunuz..
İşte öyle bir şey..
Okuyunuz , okutunuz...