"Bir müzik eserinin merkezini oluşturan "yorumcu"dur. Dinleyiciye eseri-eserin ruhunu, karakterini, anlamını- ulaştıran yorumcudur. Bu nedenle yorumcunun eseri bir başkasına duyurabilmesi (hissettirebilmesi, anlatabilmesi) için önce eseri kendisinin kavraması, anlaması ve hissetmesi gerekir. Eserin formunu, oluştuğu zaman dilimini, ortamı hatta mekânı bilmesi, "o" eserin derinliğini kavrama ve doğru değerlendirme olanağı sağlayacaktır. "Eserde var olan değeri" dinleyiciye ulaştırabilmesi, ortaya koyduğu "doğru değerlendirme" ile mümkün olabilecektir. Yorumcu, bir müzik cümlesini ve dahası, müzik eserinin bütünündeki anlamı, dinleyiciye ulaştırmada "nüans"lardan yararlanmak durumundadır. Yorumcu, eserde anlatılmak isteneni kavrayamamışsa; nüansları olması gereken yerde kullanmayıp eserdeki anlamı değiştirebilecektir. Ayrıca farklı yorumcuların farklı nüanslar yapma olasılığı her zaman vardır. Dolayısıyla dinleyici aynı eser hakkında farklı yorum ve anlamla karşı karşıya kalacaktır. Bu nedenle dinleyici de (değerlendiren durumunda) eserde anlatılmak isteneni kavramak için, bestecinin izlediği yolu takip ederek, eserdeki değeri "kendisi" kavramak durumundadır".