O, çalkantılı denizin çarşaf gibi düz bir denizin sakınliğine kavuşturulmasıdır. Bu sakınlik uyuşuk ya da etkisiz bir sakinlik değildir. Bu, tüm yaratım potansiyellerine gebe derin bir sükûnettir.
Lekesiz, kusursuz oldugunda vicdan kulağımıza fısıldayan ruhun sesidir. Bu anlamda, azap veren bir vicdan bile Tanrı'nın hâlâ bizimle konuştuğunun kanıtı oldugu için bir ayrıcalıktır.
Hayranlık duyulacak bir yaşam sürmekten çogu zaman bizi alıkoyan şey, zamanı çoktan geçmiş şüphelerle ve ümitsizlikle başımızın etini yiyen zihnimizin gevezelikleridir.