1949 yılında Şanlıurfa’da doğdu. İlk ve orta okulunu Şanlıurfa’da tamamladı. 1968 yılında Gaziantep İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. 11 yıl Çanakkale, Şanlıurfa ve İstanbul’da öğretmenlik yaptı. İstanbul Hukuk Fakültesi’ne devam eden Sezer, 1978 yılında bu fakülteden mezun oldu. 1980 yılında Savcı olarak göreve başladı. Sırasıyla Elazığ Karakoçan, Batman, Manisa’da savcılık yaptı. Isparta, Tokat, Kayseri’de hakimlik yaptı. Şu anda İstanbul Sirkeci 5. Sulh Hakimi olarak görev yapan Bekir Sıtkı Sezer evli ve iki çocuk babası. Lukata - 2011 Koleksiyon Yayıncılık. Üzüm Yazı - 2009 Everest Yayınları. Mor Menekşe Sokağı 2008 47.Numara Yayıncılık. Portakal Çiçekleri 2008 Vs Yayınları. Yolun Sonu Fırat-2006 - 47.Numara Yayıncılık
Âşık olmak çok kolaydır. Bir çift gözün esrarlı bakışına, şen bir kahkahanın tınısına kapılır gidersin o kadar. Ama gerisi çok zordur. Aşk kolayca düşülür ama ondan kolayca kurtulunmaz. Tıpkı korkunç bir girdabın göbeğine veya dipsiz bir kuyuya düşmek gibidir, düşersin ama bir türlü çıkamazsın. Kurtulmanın bir tek yolu vardır. O da sanatçı olmak... Ressam olursun, şair olursun, yazar olursun ve belki kurtulursun. Ama onun sonunda da deli olmak riski vardır. Ya Van Gogh gibi kulağını keser, sevgiliye yollarsın ya da bir başkası gibi tabancayı ağzına sokar intihar edersin, Allah korusun.
Güneş ilerlerde bir yerde kızıl bir tepsi gibi ufka yaklaşıyor, akşamın serin havası buğulu bir örtü gibi yavaş yavaş ağaçların, otların, kır çiçeklerinin üzerine yayılıyordu. Mutluluk daldığı suda, soluduğu havada, bastığı topraktaydı.
Sahile doğru yürüdü. Denizin kenarında bir bank vardı, bir süre oturdu, kararını gözden geçirdi. Evet, vakit gelmişti. Tam kalkıp suya doğru yürüyeceği sırada ayağına bir şey takıldı. Eğilip baktı, bir kediydi. Grili-beyazlı minicik bir kedi. Yemyeşil gözleriyle yüzüne bakıyordu.
... Pideden minik parçalar kopararak kedinin önüne bırakıyor, hayvan önündekini yutar yutmaz tekrar yeni bir lokma bekliyordu. O kadar iştahla yiyordu ki canının çektiğini hissetti. Bir parça koparıp ağzına attı. Hayret! Ekmeğin o hafif tuzlu, iç açıcı, damağında eriyen doyurucu tadını hissedebiliyordu.
... Kediyi kucağına alıp gerisin geriye eve döndü.
... Yeşil gözlü, grili-beyazlı kedinin de karnı doymuş, keyifle yalanıyordu. Kucağına aldı onu, evirip çevirdi. "Dur bakayım, demek kızsın ha. Öyleyse adın Melek olsun." dedi. Kedi kucağında televizyonun karşısına kurulup oturdu, kulağındaki çınlama iyice azalmış, o uğursuz ses tamamen uzaklaşmıştı.
Kitap iyi hoş klasik Yeşilçam havası veriyor. Akıcı bir kitap bir insanın iki farklı hayattaki yaşamını konu alan bir kitap okudum ama sonunu merak etmedim diyebilirim.
Yazarın daha önce Yanılsamalar Meyhanesi adlı hikayelerden oluşan kitabını okuyup beğenmiştim. Başka kitaplarını da alıp okumalıyım demiştim. Haklı olduğumu bu güzel romanını da okuyunca anladım. Harika bir kalemi var Bekir Sıtkı Tezer'in.
Kitap Yaşar Kemal'in 'İnce Memed' tadındaydı. Zaten karakterimiz 'Kerim'in gazete tefrikası olarak 'İnce Memed'i okuyup çok sevdiğini de görüyoruz kurgu içerisinde. Ayrıca Türkiye'nin yakın tarihine de dokundurmalar kitap içerisine çok güzel serpilmiş. Kesinlikle bu yazarla tanışmalı ve kitaplarını okumalısınız.
Hayal DeğirmeniBekir Sıtkı Sezer · Yakın Plan Yayınları · 20172 okunma
Bekir Sıtkı Sezer'in ilk okuduğum kitabı oldu. Çok hoş, hüzünlü, akıcı kısa hikayelerden oluşuyor. Aslında şair ancak yazarlığı da kaliteli, keşfetmelisiniz. İyi ki başka kitaplarını da almışım
Kitapyurdu.com dan. Onları da zevkle okuyacağıma eminim.
"Ardımdan kapanan tuğla duvara oturtulmuş kemerli, taş cidarlı yeşil boyalı ahşap kapıya dönüp tekrar baktım, bir ayrıntı dikkatimden kaçmıştı. Kapının taş alınlığında küçük bir tabela vardı ve üzerinde "YANILSAMALAR MEYHANESİ" yazılıydı." Sf.47