Eşref ’in uzun zamandır tanıdığı meslektaşları ile Yenibahçeli Şükrü, Kel Ali (Çetinkaya) ve Çerkes Reşid gibi Enverci fedaîler bu şebekenin önemli üyeleri arasındaydı. Yenibahçeli Şükrü, Maltepe’deki
Topçu Okulu’nun müdürü olarak makamını, Karakol’un kaçış
güzergâhlarının; yani bazı direniş hareketi üyelerinin İngiliz işgalindeki
İstanbul’dan Anadolu’ya geçerken kullandıkları yolun
sorumluluğunu üstlenmek için kullandı. Eşref ’in 1920 senesinin
ilk günlerinde dâhil olduğu istikrarsız durum buydu.
Eşref ’in Malta’daki esareti, Türk Millî Hareketi veya Kurtuluş
Savaşı’na katılmakta gecikmesi anlamına geliyordu. Karşılaştıracak
olursak, ülkedeki yoldaşları, harekette hâlihazırda kendilerine
bir pozisyon kazanmışlardı. Örneğin, gördüğümüz üzere,
birçoğu başkentteki Karakol Cemiyeti’ne katılmıştı ve Ethem
gibi diğerleri de kendi bölgelerindeki köklerini ve temaslarını,
kırsal kesimde bir askerî varlık inşa etmek için kullanmaktalardı.
Eşref, ülke dışında kalmış ve kendi başına bir mahallî temel edinememiş
biri olarak, kendisine önerilen ne ise onu kabul etmek durumunda idi. Yine de, irtibatları yerli yerindeydi ve şimdi
direniş hareketinin ön saflarında olan, Teşkilat-ı Mahsusa’daki
eski arkadaşlarıyla temasa geçmesi pek uzun sürmedi.