Toprağın soğuk olmasını, sabah buzunun kıtırtısını duymayı bekliyordum ama ayağım bileğime kadar beyaz örtünün içine gömüldü. Yakından baktım. Toprağı örten kar değil örümcek ağlarıydı. Uzun sert otların arasında belki de yerden otuz santim yüksekte birbirinin üstünden geçen ağlar o kadar sık ve beyazdı ki bir bütün gibi görünüyorlardı.
Buz sandığım parıltı aslında ışıkta titreyen parlayan incecik ipliklerdi.
I’m aware that it’s cute that our names, Ernie and Erin, are practically anagrams. When people used to ask us how we met, we’d say, “Alphabetically.” I know, it’s sickening.
"Çünkü elinde tabanca ya da bıçak olan avlayabileceğin birini, kötülüğü kanıtlanabilir birini hayal etmek, doğru olarak bildiklerini göz ardı etmeyi kolaylaştırır."
Toprağın soğuk olmasını, sabah buzunun kıtırtısını duymayı bekliyordum ama ayağım bileğime kadar beyaz örtünün içine gömüldü. Yakından baktım. Toprağı örten kar değil örümcek ağlarıydı. Uzun sert otların arasında belki de yerden otuz santim yüksekte birbirinin üstünden geçen ağlar o kadar sık ve beyazdı ki bir bütün gibi görünüyorlardı.
Buz sandığım parıltı aslında ışıkta titreyen parlayan incecik ipliklerdi.