Fazla romantik olamazdık zaten, sıradan insanlar değildik. Kopmuş bacak, kafa; dağılmış beyin; yanmış insan cesetleri görüp, can alıp can veren biri ne kadar romantik olabilirdi ki? Ben de değildim zaten, ama Eylül'ü seviyordum.
İşini bilen erkekten korkacaksın aga hele ki askerse
"O sana olan sevgimden güzelim... O süper asker seni öylesine sevmiş ki, ne makam, ne prestij, ne şan şöhret umurunda..."
Ve maçı kazanmıştım, altın kelimeler her zaman kazanırdı.
Kim biliyor, kim duyuyordu ki dağlarda çarpışan bu askerleri? Yâr koynuna baş koymadan şehadet şerbetini içmiş bu yiğitleri kim ne kadar umursuyordu? Vatanın, milletin bekası için gece gündüz demeden çalışan, çarpışan bu insanların hakkını kim ne kadar ödeyebilirdi?
Operasyona giden bir askerin çantası ortalama 15 kilogram civarında olurdu. Bizim teçhizatımız fazla olduğu için 20 kilograma yakındı.Silahım 4,5 kilogram, çelik yeleğim ve el bombasıyla yedek şarjörler 7-8 kilogram civarındaydı... Düz hesap 35 kilogram yüklüydüm.