Bugün öyle muhteşem bir eser okudum ki, sizede kesinlikle tavsiye ediyorum. Mutlaka okuyun okutturun derim. Yazarın kalemini çok beğendim, okudukça okuyasım geldi, akıcı bir dille yazılan eser hemencecik okunup biten tarz da.Benim çoğunlukla gözlerim dolu dolu okudum. Hüzün dolu Aziz'in hikayesi. Etkilenmemek üzülmemek elde değil açıkçası.
Eser de Aziz'in çocukluğundan itibaren yaşadığı zorlukları, acıları, duygularını bizde okurken iliklerimize kadar hissediyoruz. Aziz ne yaşarsa yaşasın hiç hayattan vazgeçmiyor.
Nazlı, köyde yaşayan annesi , babası ve sağlık sorunları olan kardeşi için, oğlu Aziz'i yanlarına bırakır. Onlara yoldaş olsun onlara yardımcı olsun diye. Bu düşünce Aziz'e sorulmuyor bile, ister mi , o ne düşünür diye. Koca yürekli Aziz hiç sesini çıkarmaz kabul eder. Ailesi İzmir'e göç ederler daha sonra. Uzun bir süre ailesini göremez, arada annesinin gönderdiği sepette ya bir fotoğraf yada bir mektup olurdu.
Dayısıyla birlikte birşeyler satar ve tüccarlığın nasıl yapıldığını öğrenir. Okul hayatını da köyde geçirir. Sınav kağıdına bir kendi öz babasından olan soyadı yazar , ikinci kağıda ise dedesinin soyadını yazar. Nereye ait olduğunu bile bilemiyor Aziz. Okumayı pek sevmeyen Aziz hep tüccar olmak ister.
Aziz'in hikayesi bu kadarla sınırlı değil tabi, sünneti , askerliği, onun da İzmir'e göç etme hikayesi, aşkı, evliliği dopdolu bir kitap.
Hadi Aziz'in hikayesine sizde eşlik edip okuyun hemen. Ben hüzün içerisinde büyük bir keyifle okudum.
Sevgili yazarım yüreğine emeğine sağlık, kaleminiz daim olsun inşallah ve bol bol okuyucuları olsun