Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betty Friedan

Kadınlığın Gizemi yazarı
Yazar
10.0/10
2 Kişi
21
Okunma
7
Beğeni
2.204
Görüntülenme

Betty Friedan Sözleri ve Alıntıları

Betty Friedan sözleri ve alıntılarını, Betty Friedan kitap alıntılarını, Betty Friedan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“ Eğer kadınlar gerçekten inansalar toplumumuzda tam kişilikli insanlar olarak yaşamalarını engelleyen her şeyin değiştirilmesi gerekirdi. Ve kadınlar bir kez kadınlığın gizeminden kurtulup kendilerini birer insan olarak ciddiye almaya başladıklarında yerlerinin yanlış bir temel üzerinde olduğunu göreceklerdi. “
“ Annelerimizi çok sevsek bile düş kırıklıklarını görmezlikten gelemiyorduk. Acaba onların bize aşırı bağlılığına, bizim ve babalarımızın yaşamını yönetme isteklerine, günlerini alışveriş yaparak ya da onları hiçbir zaman doyurmayacak şeyler isteyerek geçirmelerine yol açan boşluğu anlıyor muyduk, yoksa bundan nefret mi ediyorduk? Gariptir, kızlarını seven annelerin çoğu da kızlarının kendilerine benzemesini istemez. Her ne kadar annelerimiz bizim kendimizi yetiştirmemiz için savaştıysa da, kendilerine tanınmayan meslek sahibi olma hakkına sahip çıkmamız için bizleri teşvik ettilerse de, bize nasıl olabileceğimiz konusunda doyurucu bir örnek verememişlerdir. Sadece bize yaşantılarının boşluğunu, eve, çocuklara, yemek yapmaya ve oyun oynamaya bağlı kalmanın yeterli olmadığını anlatmaya çalıştılar. Anneler kızlarına kısaca: “Benim gibi sadece bir ev kadını olarak kalma” derlerdi. Ama kızların çoğu annelerinin yaşantısından ders çıkaracak yerde, annelerinin koca ve çocuklarının sevgisinin bilincine eremeyecek kadar engellenmiş oldukları düşüncesiyle, onların kadın olarak beceremedikleri şeyi kendilerinin yapabileceklerini “kadınca mutlu olacaklarını” sandılar. “
Reklam
“ Herkes gibi olma eğilimi, hayata uyum eğitimine bir çok şekillerde yerleştirilmiştir. Yalnızca herkese uyum sağlamayı öğrenmekte zihni zorlayan bir güçlük yoktur. “
Sayfa 147Kitabı okudu
“ Genellikle denilebilir ki, bir kadın ne denli “çocuksu” kalır, kendi kendine karar almakta ne denli güçlük eder, davranışlarını yöneltmekte anne-babasına ne denli bağımlılık duyar, ya da manevi bağımsızlıktan ne denli uzak kalırsa, ileride kuracağı yuvaya bağlılık göstermekte de, erkeğe göre, o denli başarılı olur. Hiç kuşkusuz, kadınların üstüne titrenmesi ve korunmaları kadınlarda genelleşmiş bir bağımlılık duygusu uyandırır ve bu, hâlâ birçok ataerkil özellikler gösteren toplumumuzda, baba evinden koca evine geçişi kolaylaştırır. “
Sayfa 122Kitabı okudu
Highlights
"İnsan davranışını hayvandan, insanı makineden ayıran şey, insanın hayatını gelecekteki amaçlara yönelik olarak düzenleyebilme yeteneğidir. Yani o, dünyanın kendisine şekil vermesini beklemeyip, dünyanın yapıcısı olabilmektedir."
“ Kadınlık gizemine uygun olarak yaşayan ev kadınlarının geleceğe yönelen kişisel amaçları yoktur. Ve onlar tüm yeteneklerini geliştirebilecek böyle bir amacın yokluğundan ötürü tam bir gelişim gösteremezler. Böyle bir amaç yokluğunda onlar kim olduklarını da anlayamazlar çünkü insanın günlük yaşamını düzene sokan şey, yöneldiği amaçtır. “
Sayfa 256Kitabı okudu
Reklam
"Anneme bakıyorum da, denizin düzelttiği pürüzsüz bir çakıl taşına benzetiyorum. Annem ailesine öyle çok şey vermiş ki, kendisine bir şey kalmamış."
Üniversiteye giden kadınların erkeklere oranı 1920de % 47'den, 1958'de % 35'e düşmüştü. Bundan bir yüzyıl önce üniversiteye giriş hakkını elde etmek için sa­vaşan kadınlar şimdi üniversiteye koca bulmak için gidi­ yorlardı. 1950'lerin ortalarında kız öğrencilerin % 60'ı üniversiteyi evlenmek amacıyla, ya da fazla okurlarsa koca bulamayacakları korkusuyla bıraktı.
“ Kendilerini tamamen evlerine ve çocuklarına adayan kadınların çocuklarının arasından ruh hastalarının daha sık çıktığı gerçeğini artık kabullenmeliyiz. Cinsel ilişkileri mekanikleştiren, bir edilginlik ve bağımlılık yaratan, kocalar için taşınması ağır bir yük olan ve oğulları edilgin varlıklar haline getiren bu tür bir “dişiliğe” kadınları özendirmekten vazgeçmemizin artık zamanı gelmiştir. “
Sayfa 247Kitabı okudu
“ Bir kadının ev işiyle toplumda konum kazanmasına olanak yoktur; toplumdaki işlerin hemen hemen en düşük düzeyde olanıdır bu. Kadının kocası ve hatta çocukları kadının statü simgeleri haline gelir bu durumda; çünkü kadın kendini ev kadını olarak tanımladığında, ev ve içindeki eşya bir anlamda onun kimliğini oluşturur. Böylece kadın bir parazit haline gelir; toplumdaki konumu için gereksindiği şeyler kocası tarafından sağlanmaktadır ve kadın da kendine ait bir kimlikten yoksun olduğundan kocasına tamamen sahip olmak zorundadır. Kocası, kadının konumu için gerekli olan şeyleri sağlayamazsa, onun küçümsemesine ve aşağılamasına hedef olur, aynı, onun cinsel isteklerini yerine getiremediğinde olduğu gibi. Kadının kendisinden hoşnutsuzluğu, kocasından hoşnutsuzluğu haline dönüşür; bir ruh doktorunun dediği gibi, “Evlilik ilişkilerinden çok fazla şey beklemektedir. Kocası da bundan yüksünmekte, cinsel açıdan işlevini yerine getiremez hale düşmektedir.” “
Sayfa 225Kitabı okudu
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.