Marks 1844-El Yazmaları’nda yabancılaşma mefhumunu tartışırken, insanın makinenin bir parçası haline geldiğinden de bahseder. Makinenin bir parçası haline gelmek ise emeğin yaratıcı etkinliğinin sona ermesinin, insanın emek süreci üzerindeki kontrolünü yitirmesinin ve emek gücünün işyerindeki diğer nesnelerle eşitlenmesinin hikâyesidir aslında.