Bruce Chatwin

Bruce ChatwinOuidah Naibi author
Author
6.2/10
11 People
79
Reads
4
Likes
1,409
Views

About

Charles Bruce Chatwin (d. 13 Mayıs 1940, Sheffield – ö. 18 Ocak 1989, Nice), İngiliz romancı ve gezi yazarıdır. On the Black Hill (1982) isimli romanı James Tait Black Hatıra Ödülü ile ödüllendirilmiştir. Chatwin, HIV ile ilişkilendirilmiş AIDS nedeniyle ortaya çıkan rahatsızlıklar sonucu hayatını kaybeden ilk ünlü Britanyalı erkeklerden birisidir. İlk yıllar Bruce Chatwin 1940 yılında Sheffield, İngiltere'de bulunan bir ebe evinde dünyaya geldi ve Sheffield yakınlarındaki Dronfield kasabasında bulunan, annesinin ebeveynlerinin evinde büyüdü. Annesi Margharita (kızlık soyadı Turnell), Chatwin'in babası, Charles Chatwin, Royal Naval Reserve'de görev yapmaya başlayıp ülke dışına gönderildikten sonra söz konusu eve taşınmıştı. Babası kendileri ile kalırken Barnt Green, Worcestershire'de yaşamaktaydılar. Chatwin'in ilk çocukluk yıllarında (annesi ve Chatwin) yeniden, bir avukat olarak görev yapan babası ile West Heath, Birmingham'da yaşamaya başladılar. Bruce Chatwin, Wiltshire'da bulunan Marlborough College isimli okulda eğitim gördü. Sanat ve arkeoloji 1958 yılında Marlborough College isimli okuldan ayrıldıktan sonra Chatwin, isteksizce Londra'ya taşındı ve Sotheby's'in müzayede evinin sanat departmanında bir hademe olarak çalışmaya başladı. Görsel sanatlardaki becerileri sayesinde kısa sürede sivrildi, Sotheby's'in izlenimci sanat eksperi oldu. İlerleyen yıllarda şirketin yöneticisi konumuna da geldi. 1964 yılının sonlarında başlayan ve işini bütünüyle yapmasına engel olan görme sorunları baş gösterdi. Göz uzmanı Patrick Trevor-Roper, kendisine gizli şaşılık teşhisi koydu ve Sotheby's'de yaptığı işe en az altı ay ara vermesini önerdi. Trevor-Roper, o sıralarda henüz inşa edilmekte olan bir göz hastanesinin tasarımı için Addis Ababa'da yaşamakta idi, Chatwin'i de Doğu Afrika'ya davet etti. 1965 yılının Şubat ayında Chatwin, Sudan'ı ziyaret etti; geri döndükten sonra sanat dünyası ile ilişkisi sona erdi ve tüm ilgisiniarkeolojiye çevirdi. 1966 yılının yazında Sotheby's'den ayrıldı. 1966 yılının Ekim ayında Edinburgh Üniversitesi'nde arkeoloji okumaya başladı. İlk yılının sonunda, üstün çalışmaları sonucunda, Wardrop Ödülü'nü kazanmasına rağmen akademik arkeolojinin titizliğini yorucu bulduğunu ifade ederek ikinci yılının sonunda henüz bir lisans almadan okulu bıraktı. Edebi kariyeri [Bu alt başlık Temmuz 2014 tarihinden beri geliştirilmeye ihtiyaç duyuyor.] Bu alt başlığın geliştirilmesigerekiyor. Tarzı ve etkilendikleri Çoğunlukla, Chatwin'in doğuştan gelen tok ve özlü hikâye anlatma biçimi övülmektedir. O, eserlerinde; gerçek kişi, yer ve olayları kurgusal yer ve anekdotlar içerisinde eleştirmektedir. Hakkında yazdığı insanlar bazen kendilerini tanıdı ve kendi kültür ile davranış kalıplarının yazar tarafından eleştirilmesini onaylamadılar. Chatwin, neleri kaçınılmaz ikilemler olarak gördüğü konusunda felsefi bir düşünce tarzına sahipti, tasvirlerinin gerçekliğin sadık temsilcileri olmasını amaçlamadığını savunmakta idi. Biyografi yazarı Nicholas Shakespeare'e göre, Chatwin, "gerçekliğin yarısını değil, bir gerçeklik ve bir yarıyı anlatmaktadır." Kişisel yaşamı Bruce Chatwin'in 26 Ağustos 1965 tarihinde, (John Jacob Astor'un soyundan gelen) Elizabeth Chanler ile evlenmesini pek çok arkadaşı şaşkınlıkla karşılamıştı. Chatwin, o sıralar bir sekreter olan Chanler ile Sotheby's'de çalışırken tanışmıştı. Bir biseksüel olan Chatwin'in cinsel yönelimi karısı tarafından biliniyor ve kabul ediliyordu. Bir çocuk sahibi olmayan çift, evliliklerinin on beşinci yılında Chanler'in isteği üzerine boşandı ve Ozleworth, Gloucestershire'de bulunan çiftlik evini sattı. Nitekim, yaşamının son yıllarında yeniden bir araya geldiler. Biyografi yazarı Nicholas Shakespeare'e göre Chatwin'in evliliği bekârlıktan farksız idi. Shakespeare Chatwin'i, biseksüel bir erkekten daha çok homoseksüel bir erkek olarak tanımlamaktadır, buna rağmen biyografisinde az sayıda kadınla aralarında yaşanan cinsel ilişkilerden de söz edilmektedir. Chatwin, gezi yazarı kimliğinin yanı sıra bir sosyete mensubu olarak da bilinmekteydi. Arkadaş çevresi oldukça geniş idi, arkadaş çevresi ile söz konusu arkadaş çevresinin tanıdıkları arasında misafirperverliği ve korumacılığıyla tanınıyordu. Penelope Betjeman —ödüllü şair John Betjeman'ın karısı—, kendisine Galler'da rehberlik yaptı; rehberliği sayesinde, 1982 yılında yayınlanacak On the Black Hill isimli kitabın temelleri atılmış oldu. Tom Maschler, o sıralar yazara finansal kaynak sağlayan yayıncı, kitabını tamamlaması üzere Chatwin'e evini ödünç verdi. Burada yaşarken Chatwin, Mora Yarımadası, Yunanistan'da bulunan Kardamili yakınlarındaki Patrick Leigh Fermor'un evini de ziyaret etmeye başladı. Jasper Conran, öne çıkan sevgilileri arasındaydı. Çoğunlukla (kendi ismiyle de üretilen) ünlü Fransız Moleskine not defterlerini kullanmaktaydı. 1986 yılında Bruce Chatwin serisinin üretimi durdurulduğunda alışveriş yaptığı kırtasiyede bulunan bu seriye özgü tüm defterleri kendisi satın almıştı. Alman yönetmen Werner Herzog, 1984 yılında yayınlanan filmi Yeşil Karıncaların Düş Gördüğü Yer için Avustralya'da çalışırken Bruce Chatwin ile tanışmıştır. Chatwin'in The Songlines isimli kitabı için Avustralya'da bulunduğunu öğrendiğinde Herzog, kendisini aradı. Herzog, Chatwin'in kendisine duyduğu hayranlığı dile getirmekte, Chatwin'in buluşmaya Herzog'un Vom Gehen im Eis isimli kitabının İngilizce çevirisi ile geldiğini ifade etmektedir. İkisinin de macera ve hikâyeler olmaya yatkın olmaları sonucunda kısa sürede kaynaştılar. Herzog'a göre iki gün boyunca hiç durmadan konuştular ve birbirleri ile hikâyelerini paylaştılar. Herzog, Chatwin için "tıpkı benim gibi her şeyi en az üç defa anlattı," dedi. Ölümüne yakın iken Chatwin, Herzog'a deri sırt çantasını verdi ve "Şimdi buna ihtiyacı olan kişi sensin çünkü hala yürüyebiliyorsun," dedi. 1987 yılında Herzog, Chatwin'in Ouidah Naibi (1980) isimli romanından uyarlanan Yeşil Kobra isimli filmi yayınladı. Film, Batı Afrika'da çalışan kurgusal Brezilyalı bir köle tüccarının, Francisco Manoel da Silva, yaşamını konu almaktaydı. Filmin çekimleri Brezilya, Kolombiya ve Gana'da yapıldı. Ölümü 1980 yılında Chatwin'e HIV teşhisi konuldu. Virüsün kendisine nasıl bulaştığına dair çeşitli tahminleri vardı: Dahomey'de toplu tecavüze uğramıştı; fotoğrafçı Robert Mapplethorpe'un finansör ve sevgilisi Sam Wagstaff da virüsü kendisine bulaştırmış olabilirdi. Chatwin, Britanya'da bu hastalığa yakalanan ilk ünlü insanlardan birisi idi fakat hastalığını tipik egzotik bir yalan ile —rahatsızlığının nadir belirtilerini Çin'de kendisini ısıran bir yarasadan kapmış olabileceği mantar hastalığı olarak niteledi— gizlemeye çalıştı. AZTtedavileri hastalığı iyileştirmemekle birlikte psikoz nöbetlerine sebep oldu. Durumu hızlı bir şekilde ağırlaşan Chatwin, karısı Elizabeth Chanler ile birlikte eski sevgilisi Jasper Conran'ın annesi Shirley Conran'ın Güney Fransa'daki evine taşındı. Son aylarında karısı ve Shirley Conran kendisinin bakımı ile ilgilendiler. Chatwin 18 Ocak 1989 tarihinde, kırk sekiz yaşındayken Nice'de öldü. Cenaze töreni Batı Londra'da bulunan Saint Sophia Rum Ortodoks Kilisesi'nde gerçekleştirildi. Tören katılımcıları arasında bulunan Chatwin'in yakın arkadaşlarından Salman Rüşdi için fetva, törenin gerçekleştirildiği gün çıkarılmıştı. Amerikalı gezi yazarı Paul Thereoux da törene katıldı, bir konuşma yaptı ve Granta isimli dergide Chatwin hakkında bir yazı yayınladı. Romancı Martin Amis de Visiting Mrs. Nabokov isimli antolojisinde bulunan "Salman Rüşdi" isimli makalede cenaze töreninden söz etmiştir. Chatwin'in külleri Kardamili, Mora Yarımadası yakınlarında bulunan bir Bizans şapelinden saçılmıştır. Söz konusu yer, kendisinin akıl hocalarından biri olan Patrick Leigh Fermor'un evine oldukça yakın idi. Eserleri Patagonya'da (1977) Ouidah Naibi (1980) On the Black Hill (1982) The Song Lines (1986) Porselen Delisi Utz (1988) What Am I Doing Here (1988) Photographs and Notebooks (1993) Anatomy of Restlessness (1997) Winding Paths (1998)
Full name:
Charles Bruce Chatwin
Title:
İngiliz Yazar
Birth:
Sheffield, İngiltere, 13 May 1940
Death:
Nice, Fransa, 18 January 1989

Readers

4 readers liked.
79 readers read.
3 readers are reading.
61 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
Ne olursa olsun, en kötüsü bile insanın sahip oldukları yüzünden sevilmesinden daha iyiydi.
Sayfa 75 - Can YayınlarıKitabı okudu
Eşya, diye düşündüm, insanlardan daha kalıcı.
Sayfa 110 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zorbalık tek tip bir görünüşün olduğu kendi yankı odasını yaratır; burası karışık sinyallerin rasgele cızırdadıkları bir boşluk gibidir; burada bir mırıltı veya bir ima panik yaratır: Böylece sonunda psikolojik baskı mekanizması yok olacaktır, bir savaş veya bir isyanla değil ama puf diye ya da düşen yaprakların sesiyle...
Sayfa 117 - Can YayınlarıKitabı okudu
“Zorbalık tek tip bir görünüşün olduğu kendi yankı odasını yaratır.”
Sayfa 117 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Menülerinde sadece tatlı varmış: Mont Blanc, profiterol, meyve salatası, tarte tatin, krem şantili ahududu dondurması, daha fazla krem şantili çikolatalı kek... 'İğrenç,' diye mırıldanmış Utz. 'Hayır. Burada kalmam mümkün değil.'

Updates

See All
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Reklam
152 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 1 hours
Almanca Dersi
Almanca Dersi
romanını bitirdikten sonra Utz’a başladım. Almanca Dersi’nde resimleri korumak için çalan bir karakter vardı. Utz romanında ise porselenleri koruduğunu düşünen Meissen porseleni koleksiyoncusu, kitaba adını veren bir karakter var; Utz. Almanca Dersi’nin resim hırsızlığından tutuklanan karakteri gibi Utz’da tutsak, yalnız onun tutsaklığı
Utz
UtzBruce Chatwin · Can Yayınları · 202461 okunma
152 syf.
·
Not rated
Prag’dayım… O mistik, melankolik kaprisiyle beni büyüleyen, gerçekle hayal arasındaki puslu manzarasının içerisinde kollarını bana açmış şehrin tam ortasındayım… (Utz’u beğenmiş olmam için bir sebep daha.) İkinci Dünya Savaşı’nın yankısı bitmemişken ardından gelen Stalin dönemi Avrupa’yı kasıp kavurur. Ve benim yaşlı paranoyağım böyle bir ortamda büyük bir tutkuyla, taparcasına sevdiği Meissen porselenlerinin esiri olur. Onun gerçek dünyasını minik figürler oluşturur, onlarla dans eder, yani bağımlıdır ve hayatı bu minvalde ilerler. Utz, bir edebi şölen, mutlak doyumdur ben gibi usul usul akan metinleri sevenler için. Ancak kısa olmasına rağmen dikkat gerektirir. #tavsiye
Utz
UtzBruce Chatwin · Can Yayınları · 202461 okunma
151 syf.
·
Not rated
Utz, tutkulu bir porselen koleksiyoneri olan Kaspar Utz’un koleksiyonunun hikâyesi ekseninde yirminci yüzyıl Çekoslavakya’sının bir portresini çizerken biraz da porselen sanatının tarihine değinen güzel bir novella. Hikâyenin başkarakteri Utz’un babası Alman annesi ise Yahudi’dir. Aristokrat bir aileden gelir, anneannesinin yaşadığı Ortaçağ
Porselen Delisi UTZ
Porselen Delisi UTZBruce Chatwin · Can Yayınları · 199161 okunma