Bruno Latour

Bruno LatourRota author
Author
8.8/10
10 People
43
Reads
10
Likes
1,408
Views

About

Sosyoloji, felsefe ve antropoloji alanındaki çalışmalarıyla tanınan Fransız düşünür Bruno Latour bilim ve teknolojideki bilgi üretim süreçlerini ele alan, bunu yaparken insan-insan olmayan, doğa-kültür ayrımına karşı çıkan Aktör Ağ Teorisi’nin kurucularındandır. Latour 1982-2006 yılları arasında Ecole Nationale Supérieure des Mines’de sosyoloji ve felsefe dersleri verdi. 2017’deki emekliliğine kadar Paris Siyasal Bilimler Akademisi’nde (Science Po) başkan yardımcılığı ve akademisyenlik görevini yürüttü. Sosyal bilimlerin Nobel’i olarak görülen, kazananları arasında Julia Kristeva, Frederic Jameson gibi düşünürlerin yer aldığı Holberg Ödülü’ne layık görüldü (2013). Başıca eserleri arasında Reassembling the Social: An Introduction to Actor-Network-Theory [Toplumsal Olanı Yeniden Kurmak: Aktör Ağ Teorisine Giriş], Facing Gaia: Eight Lectures on the New Climatic Regime [Gaia’yla Yüzleşmek: Yeni İklim Rejimi Üstüne Sekiz Ders], Biz Hiç Modern Olmadık ve Laboratory Life: The Construction of Scientific Facts [Laboratuvar Yaşamı: Bilimsel Olguların İnşası; Steve Woolgar’la birlikte] yer alır
Title:
Sosyolog, Filozof
Birth:
Beaune, Fransa, 22 June 1947

Readers

10 readers liked.
43 readers read.
4 readers are reading.
72 readers will read.
4 readers left half.
Reklam

Quotes

See All
Nietzsche büyük sorunları soğuk duşlara benzetirdi: Hemen girilip çıkılması gereken soğuk duşlar.
Sayfa 19
Birinin beni sevme ihtimali yoktu. Beni olduğum gibi kabullenecek kimse yoktu.
Reklam
Gezegen küreselleşmenin küresi için çok dar ve kısıtlı; herhangi bir yerelliğin dar ve kısıtlı sınırları içinde duramayacak kadar da büyük, koskocaman, etkin, karmaşık. Hepimizi aşan iki şey var: biri aşırı büyüklük, biri aşırı küçüklük.
Sayfa 23
Bilginin iktidara eşit olduğu bu yeni rejimde, her şey indirgenmiştir: hükümdar, Tanrı, madde ve çokluk.
Sayfa 28 - Beyaz elmas mı? Teşekkür.
'Bilim' adı verilen bu şeyin, doğal bir sınır olarak kabul edilebilecek bir sınırı yoktur.
Sayfa 24 - Boyle ve nesneleri | Steven Shapin ile Simon Schaffer, s. 342

Updates

See All
Derrida, Foucault, Deleuze; peki ya başkaları?
Günümüz sanat dünyasında teorik zemin üzerine inşa edilen açıklamaların, eserlerin etkisinden bile daha önemli hale geldiği aşikar. Basın bültenleri, sergi metinleri ve eser çözümlemeleri arasında mekik dokuyan terimler ve kodlanmış referanslar, bu konularda derinlemesine bir bilgi sahibi olmayan sıradan izleyici için adeta bir yapboza, hatta

Comments and Reviews

See All
Reklam
98 syf.
·
Not rated
Doktora tezi gibi yazılmış, aşırı teknik ve normal okuyucu için uygun olmayan bir kitap. Hele ki iktisat para pul hiç alakanız yoksa yanından da geçmeyin. Kitapla ilgili tek anım çevirenin kullandığı kelimeleri okurken ya acaba şu hocadan ders aldı mı deyişim ve çevirenin gerçekten o hocadan ders almış olması. Nasıl ki bazı kokuların kimliği var, Bazı kelimelerin de kimliği var sanırım. Nerede okusanız bunu bu hoca söylemiştir diyorsunuz.
Tutkulu Çıkarların Bilimi
Tutkulu Çıkarların BilimiBruno Latour · Heretik Yayıncılık · 20186 okunma
184 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Kuşkusuz modern hayat, beraberinde getirdiği sıkıntılar ve hayal kırıklıkları nedeniyle, hiçbir zaman bir "altın çağ" olamadı. Fransız antropolog Bruno Latour'a göre, bu modernlik süreci hiç başlamadı bile. Yani kitabın başlığında da belirttiği gibi, 'Biz Hiç Modern Olmadık'. Altbaşlığı 'Simetrik Antropoloji Denemesi' olan kitapta, Latour, modern anayasanın hep asimetrik kaldığını, şeyleri temsil etmekle yükümlü bilimsel iktidar ile özneleri temsil etmekle yükümlü siyasal iktidar arasında hep bir ayrım icat ettiğini ve bu ikisi arasında kurulan ağların gücünü görmezden geldiğini savunuyor. Latour, "Modernler hem gerçekliği, hem dili, hem toplumu, hem de varlığı istemekte pekalâ haklıdırlar. Haksız oldukları nokta onların sonsuza dek çelişkili olduklarını sanmaktır," diyerek modern, antimodern ve postmodern süreçleri masaya yatırıyor.
Biz Hiç Modern Olmadık
Biz Hiç Modern OlmadıkBruno Latour · Norgunk Yayınları · 200813 okunma