Merhamet son zamanlarda okuduğum beni çokça etkisinde bırakan, okurken beni sinirlendiren, olanları aklımın almak istemediği bir kitap...
Kitabın tek kötü yanı gerçek yaşantıların anlatılması...evet okuduğumuz kitapların çoğu kurgu tasarlanmış hikayeler. Merhameti okurken hiç bir olayın kurgu olmaması yaşanmış hikayelerden meydana gelmesi insanda
Siyahilerin sırf ten renklerinden dolayı gördükleri ayrımdan bahsediyor. Yetişkin, yaşlı, çocuk, özel gereksinimli birey demeden yapılan işkenceler, tecavüzler, idamlar anlatılmakta.
Ölümü bekleyen binlerce insan kiminin suçu bile yok. Sırf siyahı diye... Suçu olsa bile idam ile ölmeyi mi hak ediyorlar ? Aslında bu soru yanlış oldu soruyu şöyle sormalıyım -->biz öldürmeyi hak ediyor muyuz ? Hangimiz günahsız, suçsuz, hatasız insanız ? Hz İsa'nın kıssasına değiniyor kitap İncil’de geçer.
Zina yaptığı iddia edilen bir kadını taşlamak için can atan topluluğa Hz. İsa şöyle der: “İlk taşı, günahsız olan atsın”.
Kimse taş atamaz. Kadın da affedilir.
Sadece hukuk karşısında da değil sürekli günlük yaşantımız içinde de hepimiz bir başkasının açığını bulma ona taş atma derdindeyiz. Hangimiz kendi hatalarımıza bakıyoruz.
Bryan Stevenson hukuk fakültesini bitirdikten sonra kendisini haksız yere müebbet hapse mahkûm edilenleri, yoksulları,masum iken idam cezasına çarptırılan mahkumları savunmaya adar.
.
Henüz kariyerinin başında iken idam cezasına çarptırılan Walter McMillian adında ki siyahi mahkûm ile tanışır.
Davayı tüm detayları ile inceleyen Bryan, Walter'ın